Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


29. Olağan Kurultay'da ortaya çıkan görünüm, CHP'nin sorununun yapısal nitelikte olduğunu bir kez daha gösterdi.
CHP yeniden açıldığı günden bu yana, 1980 öncesinden beri taşıdığı "parti içi çatışma" sorununu aşamadı.
Parti içi çatışma ve iktidar mücadelesinin bir fikri temele dayanmayışı, sorunun kendini tekrarlaması ve kadroların bir o yana, bir bu yana savrulup dağılması sonucunu doğuruyor.
CHP'nin SHP ile birleşmesinden sonraki süreçte bir kaynaşma ve bütünleşme sağlanamadığı, bugün SHP kanadının parti dışında kalmasından, parti içinde kalan ayağının da ayrı bir kadrolaşma çabası içinde bulunmasından belli.
CHP lideri Deniz Baykal'ın, genel başkanlığa yeniden dönüşünden bu yana geçen süre içinde de "kucaklayıcı, birleştirici, bütünleyici" bir politika izlemediği, başlayan ve devam eden kopmalardan anlaşılıyor. Bu hava dünkü kurultaya da yansımıştı.
Kurultayın heyecansız, sönük ortamında CHP'lilerin hesapları yine "liste"ler üzerineydi. Kurultay salonu dışına taşmayan izleyici sayısı, CHP'nin halktaki tepkiyi sivil toplum kuruluşları kadar bile yanına çekemediğinin işaretiydi.
Oysa, ekonomik kriz sürecinden geçen Türkiye'de, hemen her gün Kızılay Meydanı'nda bir protesto yürüyüşünün yapıldığı koşullarda CHP gibi bir muhalefet partisinin halksız bir kurultay toplaması, parti enerjisini tümüyle içe dönük kullandığını gösteriyordu.
CHP, hizipler, gruplar, ittifaklar, karşıtlıklar partisi olmaktan kurtulamamış görünüyor.
Her kurultayda aynı hiziplerin, grupların her defasında farklı cephelerde parti içi mücadele vermesi, CHP hakkındaki olumsuz yargıyı güçlendiriyor.
Kurultay içinde yine gruplar çatışmasının sonucu beklenirken, dışında da yeni bir parti daha oluşturmayı düşünenlerin bekleyişi sürüyor.
CHP, 29. Olağan Kurultayı'nda sergilediği görüntü ile yeni oluşuma girişenlerin cesaretini ve beklentisini artıracaktır.
CHP hala kendi içinden çıkıp halka ulaşabilmiş değil.
Yapısal hastalıklarını tedavi etmeden de ulaşabilmesi çok zor.