Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


DYP lideri Tansu Çiller’le dün sabah Celal Bayar Köşkü’nda kahvaltı ettik. Çiller, Demokrasi Evi olarak da bilinen Bayar’ın evinde, 3 Kasım seçim stratejisini anlattı.
DYP liderinin seçim stratejisinin en önemli ayaklarından birini kadınlar oluşturuyor. Bu nedenle de kampanyasını kadın kurultayıyla başlatıyor.
Çiller, bir tercihinin iki nedenini şöyle açıklıyor:
1- Laikliğe,
2- Aile değerlerine sahip çıkmak.
DYP lideri, Türk kadının hem aile değerlerinin direği hem laikliğin güvencesi olduğunu vurgulayarak, "bu iki özellik" diyor, "hem muhafazakar hem laik temelden yükselen DYP ve tarihi çizgisini tanımlıyor."
Bu yaklaşımdan hareketle Çiller, 3 Kasım seçimlerinin DYP açısından "kadının şahlanışı" olacağını belirtiyor.
Çiller, dizüstü bilgisayarını hiç yanından ayırmıyor. 3 Kasım seçimleri ve hükümet programına ilişkin bütün hazırlığı bu bilgisayarın içinde...
Bilgisayarına yerleştirdiği 50’yi aşkın dosya var. Her biri Türkiye’nin bir sorununu ve DYP’nin geliştirdiği çözümü içeriyor.
Aileden kadın ve çocuğa, dış ve iç borçlardan eğitim ve sağlığın finansmanına, Kemal Derviş’in beyanlarına ilişkin analiz ve eleştirilerden spora, Avrupa Birliği’nden Kıbrıs ve Irak’a, sosyal güvenlikten işsizliğe kadar bütün sorunlar için 2007’ye kadar uygulanacak bir hükümet programı taslağı beş yıllık bir çalışma süreci sonunda tamamlanmış ve Çiller’in bilgisayarına yerleştirilmiş durumda...
Seçim kararı alınanca herkes Kemal Derviş’in peşine düştü. Derviş’i almak için adeta partiler yarıştı. Derviş sonuçta CHP’de karar kıldı. Partilerin çoğu iktidara geldiklerinde Derviş’in bıraktığı programı uygulamaya devam edeceklerini açıkladılar. DYP lideri Çiller’e, "Siz de aynı programı sürdürecek siniz" diye sorarak Derviş’i değerlendirmesini istedik.
Çiller yanıtı şu oldu:
"Sayın Derviş’in yaptığı program falan değil. O da üç hükümet ortağı gibi dördüncü ortak olarak Türkiye’nin bugünkü halinden sorumludur. Türkiye’ye verilen son para 11 Eylül ve sonrasındaki gelişmeler nedeniyledir. Türkiye açısından da yararlı bir işe kullanılmış değildir. Biz Türkiye’yi kendi gücüyle krizden çıkarırız. Kimseye de muhtaç değiliz. Kurtuluş Savaşı’nı kendi gücümüzle verdik. Ekonomik alanda da bu savaşı yine kendi gücümüzle veririz. Bunu dünyanın global kurumlarını reddetmek anlamında söylemiyorum. Onların anladığı dilden de konuşuruz ama Türkiye’yi teslim ederek değil."
Çiller’in 3 Kasım stratejisinin bir diğer önemli ayağını ise yoksul kesimlere yönelmek oluşturuyor. Krizler nedeniyle fakirin daha fakir, zenginin daha zengin olduğuna dikkat çeken Çiller, sosyal politikaları öne çıkaracağını vurguluyor. İngiltere’de Blair’in liberalizme yönelip sağa açılarak sonuç aldığını anımsatan Çiller, "Biz zaten liberal sağ bir partiyiz, ama biz de yoksul, aç, işsiz kesimlere sosyal politikalarla açılarak sonuç alacağız." diyor. "Ekmeği büyüteceğiz" sloganını da böyle açıklıyor.
DYP lideri, meydanlara Harran Ovası’yla inmeyi planlıyor.
"Harran Şöleni’yle düğmeye basıyoruz" diyor ve ekliyor: "Orada Anadolu’nun içinden gelen sesi duyacaksınız."