Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Fikret BİLA


GAZETECİLER Cemiyeti, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel'i "yılın adamı" seçti. Çankaya'da yapılan ödül töreninde Gazeteciler Cemiyeti, Demirel'in hayatını konu alan bir multivizyon gösterisi sundu. İnişli - çıkışlı 40 yıllık siyasi yaşam, bir anlamda demokrasi tarihimizin özlü bir özetiydi.
Tören sonrasında Cumhurbaşkanı'yla sohbet olanağı bulduk. Demirel'in sık sık verdiği mesaj, "Cumhuriyet ilkelerine ve demokrasiye sahip çıkılması"ydı. Cumhurbaşkanı, 40 yıllık deneyimiyle, basit bir de formül önerdi:
"Bunun yolu Anayasa'ya sadık kalmaktır."
Demirel, herkesin Anayasa'ya sadakat göstermesi halinde, Cumhuriyet'in ve demokrasinin korunacağını vurguladı.
Son aylarda yaşadıklarımız anımsanırsa, Cumhurbaşkanı'nın verdiği mesajın adresi Refahyol ve askerdi.
Demirel, sadece siyasilere ve askerlere değil, medyaya da öğüt verdi:
"New York Times'ın kurucusunun çok özlü bir sözü var. Gazetecilere, `no fear, no favor' diyor. Demek istediği şu, `haber yazarken korkmayın, kayırmayın.' Medya bu ilkeyle çalışmalı."
Ve ekliyor:
"Basın dördüncü kuvvet olmaya razı olmalı."
Cumhurbaşkanı'na soruyoruz:
"Sizce basın dördüncü kuvvete razı gibi gözükmüyor mu?"
"Hayır"
diyor Demirel, "sadece Türkiye'de değil, tüm dünyada razı değil. Tabii ben sadece yazılı basın için söylemiyorum, tümüyle medya olarak söylüyorum."
Demirel, demokratik sistemin kurum ve kurallarıyla oturması için "kuvvetler ayrılığı" ilkesinin tam olarak yerleşmesi gerektiğini vurguluyor.
Cumhurbaşkanı'nın bu görüşüne katılmamak mümkün değil. Demokrasi için "dört kuvvet"in de yerli yerine oturması şart: Yasama, yürütme, yargı ve medya.
Medya dördüncü kuvvet olmaya razı olur mu?
Buna "rıza" sorunu olarak bakmak ne kadar doğru, elbette tartışılır. Ama, diğer üç kuvvet, "yerli yerine" oturur ve gerçek işlevini hakkıyla yerine getirirse, medya "razı olsa da, olmasa da" dördüncü kuvvet konumuna çekilir.
Tabii, "yasama" dediğinizin, liderin gözüne bakıp "parmak kaldırmak"tan öteye,
"Yürütme" dediğinizin, "benim işim yürüsün de, isterse çete yürütsün"den öteye,
"Yargı" dediğinizin de, "bir enayi ben miyim"den öteye,
Bir işlev yüklenmesi halinde bu mümkün olur.




Yazara EmailF.Bila@milliyet.com.tr