Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

KKTC kutlamalara hazırlanıyor. Törenlere Türkiyeden Başbakan Yardımcısı Abdullah Gülün katılması bekleniyor.Kıbrıs Türkü, Annan Planını kabul etti ama Avrupa Birliğine Kıbrıs Rum Kesimi girdi...KKTCnin beklentisi, yıllardır haksız yere uygulanan ambargonun, izolasyonun kaldırılması. Henüz somut bir adım atılmadı. AB ve ABD, birtakım hazırlıklardan söz ettiler ama uygulamaya geçmediler. Kıbrıs Türkü beklemeyi sürdürüyor.Ancak, AB ve ABDnin yapacağı yardımın bağlandığı koşullar düşündürücü...Ambargoyu gevşetmek, KKTC ile ticarete kısmen izin vermek için öne sürülen koşulların özü Kıbrıs Türkünün devlet olmaktan, egemenlikten vazgeçmesi. Bir anlamda KKTCnin ortadan kaldırılması. Bu sürecin sonu KKTCnin kendini ortadan kaldırıp mevcut Rum devletine katılması. Bu zaten Rum yönetiminin temel amacını oluşturuyor.Rum yönetimi de güven artırıcı önlemler adı altında, devlet niteliğini dikkate almaksızın Kuzey Kıbrısın ve Kıbrıs Türkünün fiilen yönetimi altına girmesini sağlayacak öneriler geliştirdi. Bunlar, "egemenlikten vazgeçin, Türk askeri yeşil hattan çekilsin, Maraşı bize verin, Mağusa limanını ortak kullanıma açalım" şeklinde özetlenecek öneriler... 20 Temmuz, Kıbrıs Barış Harekâtının yıldönümü... KKTC Başbakanı Mehmet Ali Talat, bu önerileri ciddi almadığını, pervasız ve komik bulduğunu açıkladı. Rumların hedef saptırdığını söyledi.KKTC Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş da tepkili. Denktaş, dün yaptığımız görüşmede şöyle dedi:"Rumların niyetlerinde bir değişiklik yok. Niyetleri Kıbrısın tümünü almaktır. Şimdi çıkıp bu önerileri yapmalarının nedeni de budur. Bunu 40 yıldır Rum yönetimini Kıbrısın tek meşru hükümeti sayanlara, bunda ısrar edenlere sormak gerekir. Amaç, bizi Kıbrıs Rum yönetimine yamamaktır. Bu artık açıkça ortaya çıkmıştır. Rum yönetimi, Kıbrısın tek ve meşru hükümeti olarak tanındıkça, bundan arındırılmadıkça, Kıbrıs Türkleriyle de Türkiyeyle de oynamaya devam edeceklerdir."Denktaş, verilecek yardımlar için öne sürülen koşulları da şöyle değerlendirdi:"Yardımı geri çevirmeyelim ama şartlarını kabul etmeyelim, diyorum. Benim hükümete tavsiyem de budur. 250 milyon euronun 6 milyonunu şimdi verecekler sonrasını taksite bağlayacaklar. ABDnin vereceği 30 milyon da, ABnin vereceği bu para da ortak çalışmalar içindir. Ama ortaklığın nasıl olacağı belli değildir. Bize dedikleri Egemenlikten ve devlet olma iddiasından vazgeçeceksiniz biçimindedir. Oysa biz egemen olduğumuzu, devletimizin olduğunu ve bu devletle barış kurmak istediğimizi söylemeliyiz. Rum Kesimi, utanmadan Kıbrısın tek meşru devleti olduğunu söyleyebilir de biz neden devletimiz olduğunu söylemiyoruz? Bundan niye utanıyoruz? Başbakan Mehmet Ali Talat bunu açık açık söylemeli, barışı devlet olarak yapacağımızı ısrarla vurgulamalı. Talat, bu devletin, KKTCnin başbakanıdır. Bunu gururla söylemeli, devletimizi savunmalıdır. Aksi, Rumlara yamalanmak olur. Türkiye böyle giderse Kıbrısı kaybetmek olduğunu şimdi anlamayacak da ne zaman anlayacak, bilemiyorum." Denktaş, Kıbrıs Türkünün lütuf değil; egemen, eşit konumda haklarını istediğini de vurguluyor. fbila@milliyet.com.tr Talat ciddiye almadı