Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Ecevite Başkan Bushun Saddam Hüseyin ve Irak konusunda neler söylediği sorusunu yöneltiyoruz. Ecevit, önce tek kelimeyle, "Başkan Bush, Saddam konusunda çok sert, çok ağır sözler söyledi" diye başlıyor izlenimlerini aktarmaya... "O kadar ki" diye devam ediyor Ecevit: "Başkan Bush, Saddam Hüseyinle yaşayamam, onu yaşatmam, anlamına gelecek sert ifadeler kullandı. Bu konuda çok kararlı bir tutumları var. Saddamsız bir Irakın demokrasiye geçmiş bir Irakın herkesin lehine olacağını düşünüyorlar." IRAKIN BÜTÜNLÜĞÜ İÇİN Bushun bu yaklaşımı karşısında Ecevite, "Siz nasıl bir yaklaşım gösterdiniz?" diye soruyoruz. Başbakan Ecevit, Irak konusunda duyduğu kaygıları Başkan Busha aktardığını belirttikten sonra şu özeti yapıyor: "İçinde biz olalım veya olmayalım. Iraka yapılacak bir müdahalenin en fazla Türkiyeyi etkileyeceğini, bölgede istikrarsızlık yaratacağını, bir felaket olacağını anlattım. Tabii, benim derdim Saddam değil, Irakın toprak bütünlüğü. Müdahalenin yol açabileceği olumsuz gelişmeler. Kuzey Irakta doğabilecek gelişmelerden, Türkmenlerin ezilmesinden duyduğum kaygıyı, açık bir şekilde ifade ettim." ONUN DOSTU DEĞİLİM Peki Başbakan Ecevitin Başkan Bushla ve ABD yönetimi ile görüştükten sonra Irak lideri Saddam Hüseyine bir mesajı var mı? "Elbette var" diyor Başbakan Ecevit ve Irak liderine şöyle sesleniyor: "Sayın Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak, dünyayı karşısına almaktan vazgeçmelidir. Irakla ilgili sorunları çözmeye önem ve öncelik vermelidir. Sayın Saddam Hüseyin, bütün dünyaya tek başına direnerek bir yere varamaz. Kitle imha silahları konusunda Birleşmiş Milletler denetimine çıkardığı engelleri bir an önce ortadan kaldırmalı ve bu denetime izin vermelidir. Çabalarını Irakın iç sorunlarına yöneltmelidir." Son zamanlarda, "Sorunumuz Saddam değil, Irakın toprak bütünlüğü" şeklinde özetlediği görüşünün, "Ecevit değişti, Saddamı desteklemeyi bıraktı" biçiminde değerlendirildiğini anımsattığımızda ise Başbakan, şu tepkiyi veriyor: Başbakan Ecevite, "Körfez Savaşında Saddamı ziyaret etmeniz hep eleştirildi. Hep Saddamın dostu gibi gösterildiniz. Onu korumak ve savunmakla suçlandınız" deyince, şu karşılığı veriyor: "Hiç ilgisi yok. Bana ne Saddamdan. Ben Saddamı ne tanırım? Benim düşündüğüm Türkiyenin çıkarları. Iraktaki istikrarsızlığın Türkiyeye verdiği ekonomik ve siyasi zarar. Nitekim kaygılarımda haklı olduğum Körfez Savaşı sonrasında ortaya çıkan gelişmelerle kanıtlanmış oldu. Yoksa Irakı kimin yönettiği bizim sorunumuz, bizim derdimiz elbette değil." DEĞİŞMEM NORMAL "Ne ilgisi var. Ben öteden beri Irak konusunda aynı görüşü savunuyorum. Ben niye Saddamı savunayım? Ben ülkemi savunuyorum. Bu değişti sözünü benim için daha önce de söylediler. Devletçilikten vazgeçtiğimi belirttiler. Oysa ben, Doğan Avcıoğlunun çıkardığı Yön dergisinde, katı devletçiliğin yanlışlığı üzerine yazılar yazmış ve bu hareketi katı devletçi bulduğumu ifade etmiştim. Elbette, bütün dünya değişiyor, değişti, Türkiye değişti. İnsanlar değişti. Benim değişmem de doğaldır. Ama bendeki değişiklik bir sapma biçiminde değildir." Sadece gelişmelere dikkat çekmiştik... fbila@milliyet.com.tr Ecevit, Körfez Savaşı sırasında Derya Sazakla birlikte Bağdata yaptıkları üç ayrı yolculuğun öyküsünü anlatıp ziyaretler sonrasında Milliyete yazdığı yazılar, ABD ve Saddama dönük dile getirdiği uyarıları anımsattıktan sonra, "Biz niye Saddamcı olalım, o zaman, sadece doğabilecek gelişmelere dikkat çekmiş, bölge için, Türkiye için kaygılarımızı dile getirmişiz. Hepsi bu" diyor. Biz yanlarından ayrılırken, Ecevitler, ABD gezisinin Washington ayağını kapatıp New Yorka geçmek üzere hazırlık yapmaya başlıyorlar. Ecevitlerin ABD gezisindeki memnuniyetleri yüzlerinden okunuyor...