Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Bülent Ecevit'le Başbakan Yardımcısı Mesut Yılmaz, Devlet Bakanı Yüksel Yalova'nın açıklamalarıyla yarattığı çalkantıyı görüşmek üzere biraraya geldiler.
Ecevit ve Yılmaz, bakanların açıklamaları ve tavırlarıyla sıksık piyasaları olumsuz etkilemelerinden rahatsızlıklarını karşılıklı olarak dile getirdiler. Bakanların ekonominin çok hassas olduğu bir dönemde gerekli özeni göstermeden konuşmalarının yanlışlığı üzerinde durdular.
Yılmaz, Başbakan Ecevit'e, Yalova'nın, kendisine gelerek, "istifa etmeye hazır olduğunu" belirttiğini ve "size yük olmak istemem dediğini" iletti.
Yılmaz ve Ecevit, bakanların bundan sonraki davranış ve konuşmaları açısından bir "ders" olması düşüncesiyle Yalova'nın istifasının kabul edilmesinin uygun olacağı sonucuna vardılar. MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli'ye bilgi verildi, görüşü alındı. Durum Yalova'ya bildirildi.
ANAP Lideri Yılmaz, Yalova olayını nasıl değerlendiriyor?
Yılmaz'ın, Yalova'nın istifasını uygulamaya koyarak, diğer bakanların dikkatini çekmek ve konuşurken dikkatli olmalarını sağlamaya amaçladığı ve bu yaklaşımının Başbakan Ecevit ve MHP lideri ve Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli tarafından da desteklendiğini söyleyebiliriz.
Yakın çevresinden yansıyan bilgilere göre Yılmaz'ın yaklaşımı şu:
"Yalova'nın hazineyle ilgili bazı sıkıntıları vardı. Ancak bu sıkıntıların görüşülerek aşılması gerekirdi. Böyle kamuoyu önünde tartışma yaratacak biçimde sıkıntıların gündeme getirilmesi doğru değildir."
MGK'dan yansıyan tartışmalar, Bakanlar Kurulu'ndaki tartışmalar ve daha birçok örnek gösterdi ki, Ankara'dan çıkacak sesin çok dikkatli olması gerekiyor. "Uyum" ve "güven" sarsıcı her söz, Türkiye'yi de birlikte sarsıyor.
Bu konuda Başbakan Bülent Ecevit'in değerlendirmesini sorduk. Şu yanıtı verdi:
"Gerçekten piyasalar çok duyarlı. Bir söz, bir demeç, bir tartışma hemen olumsuz yönde etkileniyor. Bir sözden bile bu denli olumsuz etkilendiğini görünce yüreğim parçalanıyor. Ekonomik zorlukları hep birlikte aşmaya çalıştığımız bu dönemde herkesin çok dikkatli olması, bu duyarlılığı göstermesi gerekiyor."
Ecevit, her sözün ve tartışmanın "sorun" veya "kriz" gibi algılanması ve gösterilmesinin de yanlışlığına dikkat çekti:
"Bir söz veya konuşma bile işlerde bir tıkanıklık varmış gibi yansıtılınca toplum sürekli sorun ve kriz beklentisi içinde kalıyor. Oysa, başta hükümet olmak üzere çalışmalarımızı etkileyecek ciddi bir sorun ve tıkanma hali yok. Karar oluşturulması için yapılan tartışmalar sorun veya kriz anlamı taşımaz. Ancak, dediğim gibi ekonomi çok duyarlı."
Ekonominin bir sözden, bir tartışmadan olumsuz yönde etkilenmesi, en küçük bir gerginliğe bile tahammülü olmaması siyasilere büyük sorumluluk yüklüyor.