Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Yön Son dönem Türk siyasetindeki hâkim tartışmalar, maalesef, bu iki alanda yoğunlaşmış durumda.Dini ve etnik motiflerle siyaset toplumu çok tehlikeli biçimde kutuplaşmaya doğru sürükleyecektir.Türkiye'nin en önemli avantajı, gündelik yaşamında dini veya etnik ayrışmaya düşmemiş olmasıdır. Birlikte, barış içinde yaşamayı başarmış olması, toplumumuzun en önemli hasletidir. Ancak, siyasetin, sürekli dini ve etnik araçlarla yapılması, sosyolojik ayrışmayı körükleyecektir.Türkiye'de herkes dini ve etnik kışkırtıcılıktan kaçınmalıdır. Aksi halde ayrışmanın gündelik yaşama girmesi gibi bir risk söz konusu olacaktır. Türkiye'yi bekleyen en önemli sorun, siyasetin dini ve etnik ölçülere göre yapılmasının doğuracağı sakıncalardır. İktidar olarak AKP'ye düşen görev siyasetin elini dinin üzerinden çekilmesini sağlamak olmalıdır. Din ve dince kutsal sayılan değerler ve simgeler üzerinden siyaset yapma, siyasi varlık nedeni olarak bu değerlere yaslanma toplumda kamplaşma doğuruyor. Son yıllarda siyasi tartışmaların eksenini ve hedefini dinin ve dini simgelerin oluşturması, kamuda bu ölçüyle tercihler kullanılması ciddi sakıncalar ortaya çıkarmıştır.İnsanımızın diniyle ve ibadetiyle bir sorunu yoktur. KONDA'nın Milliyet için yaptığı son araştırma da bunu gösteriyor. Bu alanı sorunlu hale getiren siyasettir.Toplumun her kesiminde ve her sektöründe bu ölçüyle yeni bir yapılanma yaratmaya çalışmak, barış içinde bir arada yaşamayı olumsuz yönde etkilemektedir. Bu gayretten vazgeçilmesi gerekir. AKP'ye düşen görev Etnik siyasetin yarattığı sakıncayı ise belirtmeye bile gerek yok. Demokratik siyasetin etnik kışkırtıcılık yapmaması gerekir. DTP'nin tek siyasi malzeme olarak etnik aidiyeti esas alması ve bu alanda siyaset yaparken terör örgütüyle aynı safta durmakta bir sakınca görmemesi de toplumdaki kutuplaşmayı besleyen bir tutumdur.Bir yandan terör sürerken, diğer yandan siyasi alanda terör örgütünün arkalanması, demokratik siyaset olarak izah edilemez.DTP Milletvekili Sırrı Sakık, parlamentoda, "PKK bu ülkenin gerçeği, hayır mı diyelim?" dedi. Sakık, konuşmasında, "Demokratik alanı kullanmaya sonuna kadar varız" diye ekledi.Bir milletvekili olarak PKK'yla araya bir mesafe koyamadıktan sonra demokratik alan tanımını nasıl yapacaksınız? Bu durumda DTP'nin sadece demokratik alana bastığını söylemek nasıl mümkün olacak? PKK'nın eylemlerine, silahlı gücüne ve bastığı alana dayanarak yapılacak siyaset, demokratik alanı kullanmak açısından ne anlam taşıyacak?Sağduyunun önce siyasetçilere, siyasete hâkim olması gerekiyor.Henüz az olsa da gündelik yaşamda birbirini dışlama, alışveriş yapmama, küçük çapta da olsa gettolaşma işaretleri iyi işaretler değil.Siyaset ve medya başta olmak üzere herkesin ve her kesimin kışkırtıcılıktan uzak durması ve aksi yönde işlev görmesi çok önem taşıyor. fbila@milliyet.com.tr DTP'nin işlevi