Banka ve çete operasyonlarıyla tabu sayılan konu ve kişilere dokunan hükümetin "düzen"i sarsmasının önemine dün bu köşede değinmiştik.
Aynı gün bir "dokunuş" daha yapıldı.
Eski Devlet Bakanı Birsel Sönmez, TEAŞ Genel Müdürü Muzaffer Selvi, Yardımcısı Ünal Peker, Yük Tevzii Başkanı Mustafa Aslan gözaltına alındılar. DGM Savcısı Talat Şalk gözaltına alınanların sayısının artabileceğini belirtti. Türkiye'nin en büyük KİT'lerinden biri olan TEAŞ'ın en üst düzey görevlilerinin gözaltına alınmalarına neden olan ise "ihaleye fesat karıştırmak". Kamuoyunun diliyle rüşvet, yolsuzluk, usulsüzlük iddiaları...
Gerçek, yargılama sonunda ortaya çıkacak.
Ancak savcının bir kurumun beyni sayılabilecek en üst düzey yetkililerin gözaltına alınmasını talep edecek kadar ciddi bir durum görmüş olması dahi Türkiye'nin siyasetiyle, ticaretiyle, bürokrasisiyle sürüklendiği durumun vahametini ortaya koymaya yeterli. Yüzyılın projesi diye sunulan Bakü - Ceyhan boru hattı, Mavi Akım Projesi, iptal edilen nükleer santral projesi, Yatağan'daki termik santralın ölüm saçıp saçmayacağı, Türkiye'nin kışı elektrik kesintisiyle geçirip geçirmeyeceği gibi çok büyük ve ciddi proje ve sorunlarla ilgilenmek ve çözüm üretmekle sorumlu ve en yetkili bu kişilerin böyle bir iddia ile gözaltına alınmış olmaları vahameti değil de neyi gösterir? Üstelik Türkiye'nin en büyük işini yürüten, en büyük ihalelerini yapan bir kuruluşun başındaki insanların öncelikli görevlerinden biri de bu niteliklere sahip kurumlarında en yukarıdan en aşağıya kadar rüşveti, yolsuzluğu, usulsüzlüğü önlemektir. Onları denetlemek, devleti soyanları, soymaya kalkışanları, görevlerini kötüye kullananları, yetkisini rüşvet alıp satanları yakalayıp ortaya çıkarmaktır. TEAŞ'taki durum gösteriyor ki, bu kurumu yıllarca yöneten tepe yöneticiler bunları ortaya çıkarmak bir yana kendilerini "temize" çıkarmak için uğraşacaklar. Umarız temize çıkarlar.
Bu tür iddialar ilk kez TEAŞ yönetimi için ortaya atılmıyor. Bürokraside örnekleri çok. Ancak son gelişmeler de ortaya koydu ki, Türkiye her kurumuyla sıkı bir şekilde silkelenmeli. Silkelenmeli ki, her şey ortaya dökülsün. Pisliğin boyutları anlaşılsın. Devlet temizlensin.
Devlet alıp - sattığı her noktada mercek altına alınmalıdır. Bu alışveriş noktaları sıkı bir denetime tabi tutularsa özel sektördeki paydaşları da, siyasetteki korumaları da, toplumdaki yandaşları da ortaya çıkar.
Hükümet dokunma yeteneğini yitirmemeli...
Dokunmaya devam etmeli...
Etmeli ki önce devleti temizleyebilsin.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025