Düzen ve memur
Haberin Devamı
Fikret BİLA
Emek platformunun bütün Türkiye'de işi bırakma eylemi dün yapıldı.
Kamu çalışanları bir günlüğüne işi bıraktılar ve başta yüzde 10'luk ücret artışının yetersizliği olmak üzere taleplerini hükümet ve Meclis'e bildirdiler.
Türkiye'nin düzeni, gündeme kuşbakışı bakıldığında çok net görünüyor.
Aşağıdakiler ve yukarıdakilerin sorunları düzenin en somut kanıtı.
Aşağıdakilerin gündemi, onbinlerce kamu çalışanının meydanlarda dile getirdikleri komik ücretler ve geçim sıkıntısı.
Yakayı ele veren hayali ihracatçıların, devleti ve bankalarını soyanların, devletin ormanını kapatanların, devleti dolandıranların, vatandaşın parasını yurtdışına götürenlerin sıkıntısı ile yakayı nasıl kurtaracakları...
Her iki kesim de uygulanan istikrar programından ve sıkı para politikasından şikayetçi. Artan ve artacak olan vergilere karşı direniş sergiliyorlar.
Sokaklara dökülen onbinlerce kamu çalışanının haklı taleplerine kulak tıkamak elbette mümkün değil. İstikrar programı uygulanması, enflasyonla sıkı mücadeleye girişilmesi, sonuçları itibariyle elbette çalışan kesimin de destekleyeceği bir uygulama. İtiraz edilen, bu program uygulanırken olumsuz sonuçların büyük ölçüde çalışanlara fatura edilmesi.
Oysa, yukarıdakilerin durumu faturanın gerçek adresini gösteriyor.
Bankacılık Üst Kurulu'nun başlattığı operasyonlar, artık soygun düzenini tartışılamayacak bir kesinlikte gözler önüne serdi. Kolayca edinilen bankalar üzerinden devletin ve vatandaşın nasıl soyulduğu meydanda. Bu yolla götürülen paranın tutarı, Türkiye'nin bütçe açığını kapatmaya yetiyor da artıyor bile. Kamu çalışanına "bütçe olanakları yetersiz" olduğu gerekçesiyle düşük zam yapıldığına göre, bütçe açığı kadar götürülen para geri alınabilse, memurun sokaklara dökülmesine gerek kalmayacak...
Bu noktada hükümetle memur arasında bir çıkar birliği oluşuyor. Onbinlerce kamu çalışanı, taleplerini dile getirmenin yanı sıra, bu operasyonların sonuna kadar sürdürülmesi ve götürülen paraların geri alınabilmesi için de destek olmalıdır. Memura para veremeyen de, soyguncuların peşine düşen de aynı otorite olduğuna göre kamuoyunun desteği bu operasyonları yürütenlerin arkasında olmalıdır.
Sonuçta, devleti ve bankaları soyanların yakalanması, paraların geri alınması da istikrar programının amaçlarına hizmet edecek gelişmeler olacaktır. Memurun sorununu büyük ölçüde çözecek kaynak, 10 milyar dolara yakın bu soyguna eşdeğer tutarda.
