Başbakan Bülent Ecevit, özerk kurullarla ilgili açıklamalarının yol açtığı soru işaretlerini önceki gün gazetelerin Ankara temsilcilerine verdiği bilgilerle giderdikten sonra, dün de Devlet Bakanı Kemal Derviş'le görüştü.
Görüşme Başbakan'ın ricası üzerine yapıldı. Derviş, görüşmeye BDDK Başkanı Engin Akçakoca'yı da getirdi. Görüşmelerde Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan da bulundu.
Başbakan Ecevit'in dünkü görüşmede Devlet Bakanı Derviş'e, önceki gün gazetecilerle yaptığı ve dün basına yansıyan çerçevede bir mesaj verdiğini söyleyebiliriz.
Başbakan, İstanbul'da yaptığı konuşmanın IMF'de neden tedirginlik yarattığını anlamadığını, endişe yaratacak bir konuşma yapmadığını Devlet Bakanı Derviş'e iletmiş durumda.
Başbakan Ecevit'in, İstanbul'da yaptığı ve enflasyonu kamçılamayacak şekilde büyümek gerektiğini, hükümetle özerk kuruluşların yakın ve eşgüdüm içinde çalışmalarına gereksinim duyulduğunu, özerk kuruluşların devlet ve hükümetin siyasi işlevleriyle uyumu ve dengeyi gözetmelerinin şart olduğunu vurgulayan konuşmasının, IMF'yi tahrik edecek biçimde kasıtlı veya kasıtsız yanlış aktarıldığı düşüncesinde olduğunu belirtebiliriz.
Başbakan, bu yaklaşımını Devlet Bakanı Derviş'e aktarmış durumda...
Devlet Bakanı Derviş ise IMF'nin bu yönde bir tereddüt oluşturduğunu, kendisini de aradıklarını, ancak, durumu izah ederek, yatıştırdığını dün Başbakan'a iletti ve sorun bulunmadığını kaydettiğini de söyleyebiliriz.
Ecevit'in, "bunda yanlış anlayacak ne var" diyerek, özetlediği İstanbul konuşmasındaki enflasyonist etkisi asgaride tutularak büyümek gerektiği, alınan önlemlerin artık reel sektöre ve ekonomik faaliyetlere yansıması, üretime ve istihdama dönüştürülmesi yolundaki görüşlerini, Devlet Bakanı Derviş'in dünkü görüşmede paylaştığı da belirtilebilir.
Ecevit'in Derviş'e verdiği mesajın bir diğer yönü de şöyle özetlenebilir:
Hükümet, IMF'nin sizin talep ettiğiniz bütün düzenlemeleri yaptı. Yasaları çıkardı. Yeniden yapılanma çalışmalarını tamamladı. Artık sıra sizde. Altyapı hazırlandı. Ancak bunun reel ekonomiye, ekonomik faaliyetlere yansıması gerekiyor. Ama bu noktada işlerin yavaş işlediği, özerk kurullarla hükümetin siyasi işlevleri arasında uyum sağlanmadığı şikayetleri var. Benim dikkat çektiğim konu budur.
Somut örnek vermek gerekirse Başbakan'a iletilen tıkanma noktaları, reel sektöre üretim ve istihdamı artırmak amacıyla verilmek koşuluyla bankalara banka sahipleri ve Hazine tarafından yapılacak güçlendirici katkının gecikmesi, kamu bankaları ortak yönetiminin KOBİ'lerin borç yapısını yeniden düzenlemesinde ağır ve isteksiz davranması öne çıkıyor.
Başbakan'ın özerk kurullarla ilgili Maliye Bakanlığı'ndan istediği çalışmanın esası ise kurulların kaldırılması ve işlevlerinin sınırlandırılması değil, kurul mensuplarının özlük hakları, maaşları ile işlem ve belgelerinin denetimiyle ilgili...
Başbakan Ecevit'le Devlet Bakanı Derviş'in dün yaptıkları görüşmede yanlış anlamaların ortadan kaldırıldığını, hedefte görüş birliğine varıldığını, yeniden yapılandırılan sistemden geri dönülmeyeceğinin anlaşıldığını vurgulayabiliriz.
Ecevit'le Derviş'in görüş birliği içinde oldukları bir diğer konunun da, "siyasetçilerin çıkar amaçlı olarak kamu bankalarından ellerini çekmeleri, ancak, siyasetin ekonomiye yön verme işlevi ve sorumluluğunun da ortadan kaldırılamayacağı" yaklaşımı olduğunu söyleyebiliriz.
