Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ankara'nın Helsinki'den gelen karara ilk tepkisi olumsuz nitelikte.
Başbakan Ecevit'in, Kıbrıs ve Lahey konularındaki tereddütleri ve olumsuz eğilimi Dışişleri Bakanı İsmail Cem tarafından Helsinki'ye bildiriliyor.
Bu bildirimin ardından Başbakan Ecevit, Dışişleri Bakanı İsmail Cem ve Devlet Bakanları Şükrü Sina Gürel ve Mehmet Ali İrtemçelik'le birlikte bir toplantı yapıyor.
Bu toplantı sürürken saat 16.00 sularında Helsinki'den bir haber geliyor :
- AB Dışişleri Sorumlusu Solana'yı Ankara'ya göndermek istiyoruz. İzin verir misiniz ?
Başbakan Ecevit bu talebe yanıt veriyor:
- Elbette. Buyursun. Bekliyoruz.
Solana'dan önce, Finlandiya Başbakanı Lipponen'in güvence veren faks mektubu da Ankara'ya ulaşıyor.
Bu mektup işin püf noktasını oluşturuyor. Ankara bu resmi güvenceyi aldıktan sonra Solana'yı beklemeye başlıyor.
Bir püf noktası da Solana'nın getirdiği bir mesajda saklı.
Solana, Ankara'ya inince önce Dışişleri Bakanlığı'na gidiyor ve burada İsmail Cem'den bir ricada bulunuyor:
- Acaba Lipponen'in gönderdiği güvence mektubunu Sayın Ecevit açıklamasa olmaz mı?
Cem, bu isteğin nedenini soruyor.
Solana, Lipponen'in yazılı güvence veren bu mektubuna Yunanistan'ın tepki gösterebileceği ve yeni bir kriz doğabileceği kaygısını dile getiriyor.
Bu talep üzerine Solana, Başbakan Ecevit'e görüşmeden önce, Cem'den bu isteği iletmesini istiyor.
Nitekim, Solana Başbakanlık binasına Cem'den sonra geliyor.
Bu sürede Dışişleri Bakanı Cem ve Devlet Bakanı İrtemçelik, Solana'nın bu talebini Başbakan Ecevit'e iletiyorlar.
Ancak Ecevit, Solana'nın istediğini yerine getiremeyeceğini söylüyor.
Neden olarak da, "Madem açıklamamızı istemiyorlar o halde niye güvence veriyorlar?" yaklaşımını dile getiyor ve mektubu kamuoyuna açıklaması gerektiğini söylüyor.
Ecevit, bu taleple Helsinki'nin Atina'yı korumak istediği sonucunu çıkarıyor. Resmi nitelik taşıyan böyle bir belgenin saklanmasının mümkün olmadığını vurguluyor. Ankara'nın bu güvenceyle adaylık teklifine evet dediğini anımsatarak, Solana'yı dinlemeyeceği mesajını bakanlara veriyor.
Solana, bu öngörüşmeden sonra Ecevit'in yanına giriyor.
Başbakan'a, Helsinki'de alınan karardan çok memnun olduklarını, en kısa sürede Türkiye'nin üye olması için gerekli çalışmalara başlayacaklarını ve işi sıkı tutacaklarını iletiyor. Kararın, Türkiye kadar Avrupa için de tarihi bir nitelik taşıdığını vurguluyor. AB'nin adaylığın gerektirdiği mali yardımı yapacağını bildiriyor.
Başbakan Ecevit de, Helsinki kararıyla ilgili tereddütlerini bir kez daha anımsattıktan sonra, Lipponen'in verdiği güvenceyi önemsediklerini vurgulayarak, Solana'nın katkılarına teşekkür ediyor.
Ve Solana'yı uğurladıktan sonra, Helsinki'nin Atina'nın tepkisinden çekinerek açıklamasını istemediği, Lipponen'nin güvence mektubunu açıklıyor.
Böylece, dünya kamuoyunda Helsinki'yi Ankara'ya verdiği güvenceler açısından bağlamış oluyor.


Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr