Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Cumhurbaşkanlığı seçimi için liderlerin sergilediği "uzlaşma" fotoğrafının, Çankaya sorununu da aşan bir anlamı var mı?
12 Eylül öncesi ve sonrasında oluşan siyasi yapı düşünülürse var.
Bu fotoğrafın oluşmasında, Ecevit'in deneyiminin ve ağırlığının payını unutmamak gerekli.
12 Eylül öncesindeki "uzlaşma" çağrılarına karşın, parlamentonun "inat"laşmak uğruna kilitlenmesi, iktidar - muhalefet ilişkilerinin "uzlaşmazlık" tanımına indirgenmesi anımsanırsa, beşli fotoğrafın Çankaya'yı aşan bir anlamı olduğu söylenebilir.
Başbakan'ın 12 Eylül öncesi deneyiminden taşıdığı önemli sorunlarda "iktidar - muhalefet" uzlaşması gereksinimi, giderek siyaset anlayışımıza yerleşiyor.
l987 sonrasında aynı yaklaşım DYP lideri olarak Demirel'de de gözlenmişti.
Ecevit ve Demirel'in 12 Eylül sonrasına taşıdıkları bu tarihin süzgecinden geçmiş deneyim, genç liderler açısından üzerinde durulması gereken bir yöndür.
Yola "çözüm" için çıkmak...
Son tablo kamuoyu açısından "güven" vericidir.
Sonucu ne olursa olsun iktidar ve muhalefet liderlerinin bir masa etrafında buluşabilmeleri ve aynı metne imza atabilmeleri bu açıdan değerlendirilmelidir.
Demek ki, belki Çankaya'dan da önemli sorunla karşılaşıldığında liderler bir araya gelebileceklerdir.
* * *
ECEVİT'in Çankaya sorununa yaklaşımında amacının Meclis'in kilitlenmesine meydan vermeden "makul çözüm"e ulaşmak olduğu söylenebilir.
Eşit güçlerin farklı yönlere çekerek Meclis'i hareketsiz kılması yerine bileşke yönüne doğru hareketlenmesini sağlamaya çalışmanın yolu "makulde uzlaşmak" formülünden geçiyor.
Bugünkü siyasi güç dengesi, Çankaya ve benzeri sorunlarda liderlerin parti çıkarlarının üzerine çıkmaları gerektiğini gösteriyor.
Bu dengeden bir veya iki parti lehine sonuç çıkarmaya çalışmak gerçekçi görünmüyor.
En az üç partinin uzlaşmasını zorunlu kılan Meclis aritmetiği de bu gerçeğin kanıtı.
Uzlaşma kültürünün tavana olduğu kadar tabana da hakim olması gerekiyor.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr