Başbakan Ecevit'in Diyarbakır'da verdiği en önemli mesajlardan biri de
"ırk esasına" dayalı partilerin sakıncalarıydı. Başbakan, ırk esaslı partilerin halkı bölünmeye götüreceğini vurguladı ve ekledi:
- Türk, Türkiye'de bir ırk adı değil, değişik ırklardan ve ülkelerden gelip bu topraklarda kaynaşmış olanların adıdır. Türk ve Kürt, et ve tırnak gibidir.
Ecevit, açıkça ifade etmese de, mesajlarında HADEP'in
"ırk esasına dayalı bir parti" olduğu imasında bulundu.
Başbakan'ın bu nitelemesi,
"bölücülüğün siyasal boyutu ağırlık kazandı" değerlendirmesiyle birlikte ele alındığında, HADEP'e bakışı daha da netlik kazanıyor.
Diyarbakır'dan dönerken Başbakan'la bu konunun üzerinde durduk ve sorduk:
- Irk esaslı partileri eleştirdiniz. HADEP sadece Diyarbakır'da değil, bölgedeki birçok ilde diğer partilere göre çok önde. Seçmenin bu bölgede siyasi tercihi bu yönde. Diğer partilerin HADEP'e karşı bölgede başarı şansı var mı?
- Diğer bütün partiler, Güneydoğu'da meydanı HADEP'e bırakmış görünüyor. Kurumsal olmasa da kişisel bazı işbirlikleri var. Onlara hoş görünme çabası gözleniyor. Aday göstermelerde işbirliği dikkat çekiyor. Ama biz meydanı HADEP'e bırakmayacağız.
Ecevit'in bu sözlerinden anlaşılıyor ki, DSP, Güneydoğu'da HADEP'le siyasi mücadeleye hazırlanıyor. DSP lideri, bunun ilk sinyallerini partisinin Diyarbakır il kongresinde verdi. Kongreler zincirini Diyarbakır'dan başlatması ve spor salonunda kongre gerçekleştirmesi de bunun işareti.
Ecevit, Diyarbakır'da kendisine iletilen taleplerden birinin de yardım ve yataklık suçlarını düzenleyen Türk Ceza Yasası'nın 169. maddesinin de af kapsamına alınması olduğunu belirtti. Başbakan, bölgede birçok kişinin mecbur kaldığı için yardım - yataklık yaptığını vurgulayarak, bu talebi dikkate alacağı mesajını da verdi.
* * *
BAŞBAKAN'la dönüş yolunda konuştuğumuz bir diğer konu da
"Umut Operasyonu" oldu.
- Umut Operasyonu kamuoyunda çok yüksek beklenti yarattı. Ancak sonra yapılan açıklamalar, yakalanan zanlıların ilgili olmadığına ilişkindi. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Olur - olmaz, zihinleri karıştırıcı demeçler verdiler. Bunlar bazı olayların zanlıları. Ama hangisi, hangi olaydan sorumlu, tam anlaşılamadı, biraz sabır gerekli. Ben Sayın Tantan'la bugün de telefonla konuştum. O da soruşturmalar kesinleşmeden demeç verilmesini doğru bulmuyor.
- Bu konuda sizi de yanıltmış oldular mı?
- Yakalandıklarında
`ben işledim' denilince, ilk refleks bunu doğru kabul etmek oldu. Ama bazıları yanlış çıktı. Kim bilir, belki de birileri bazıları adına cinayetleri yükleniyor. Bir kişi öldürmekle, çok kişi öldürmenin cezası tek olduğu için de üstleniyor olabilirler. Ancak cesetler ve zanlılar ortada. Soruşturmayı sabırla beklemek gerek.
Başbakan, kamuoyuna açıklanan bazı bilgilerin yanlış çıktığını belirtmekle birlikte,
"Umut Operasyonu"ndan henüz umudu kesmemiş görünüyor.
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr