Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Türkiye yeni bir yıla girerken Ankara’nın gündeminde PKK’ya silah bıraktırmak vardı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın bu amaçla Abdullah Öcalan’la devletin ilgili kurumlarının görüştüğünü

‘Entegre stratejimizin amacı silahlara veda’
açıklamasından sonra gözler İmralı’daki temaslara çevrildi.
İmralı’da Öcalan ile MİT yetkilileri arasında yürütülen görüşmeler sonucunda 2013 yılında terör sorunu çözülebilir mi? PKK’ya silah bıraktırılabilir mi? Oslo deneyimini yaşamış olan Ankara, İmralı görüşmelerinden ne kadar umutlu?
Bu soruları, İçişleri Bakanlığı döneminde başlatılan açılım sürecindeki çalışmaları koordine eden Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Beşir Atalay’a yönelttim. Atalay, bu konuda, “entegre bir strateji” yürüttüklerini vurguladıktan sonra şu değerlendirmeyi yaptı:

“Üstesinden gelmemiz lazım”
“İmralı da dahil olmak üzere yürüyen çalışmalar var. Her şeyden önce umutlu olmamız lazım. Bu sorunun üstesinden gelmeliyiz. Millet bizden bunu bekliyor, biz de çalışmalarımızı çok boyutlu bir şekilde sürdürüyoruz. Tabii terör eylemleri devam ettikçe, elinde silah terörist oldukça terörle mücadele de sürüyor. Bir yandan bu çalışmalarımızı sürdürürken bir yandan da teröristle mücadele eden güvenlik güçlerimizin moralini ve motivasyonunu yüksek tutmaya da devam ediyoruz.”

“Çok boyutlu entegre çalışma”
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, hükümetin İmralı’daki görüşmeler dışında ne tür çalışmalar yürüttüğüne ilişkin soruma da şu yanıtı verdi:
“Biz, entegre bir strateji izliyoruz. Bütün enstrümanların birbiriyle entegre biçimde kullanıldığı çok boyutlu bir çalışma yürütüyoruz. Bu entegre stratejinin hedefi silah bıraktırmaktır. İmralı bu strateji içindeki enstrümanlardan biridir. Diğer taraftan hem ulusal hem uluslararası alanda çalışmalar yürütüyoruz. Kuzey Irak’taki temaslarımız bu stratejinin bir diğer enstrümanıdır. Keza ABD ve Avrupa’da da temaslarımız sürüyor. Stratejinin dış politikayla ilgili ayakları da bunlar. İçeride de çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz. Başta bölgedeki ekonomik, sosyal sorunların çözülmesine dönük adımlar geliyor. Bölgeye ekonomik yatırımlarımız devam edecek. Vatandaşlarımızın ekonomik sorunlarına çözüm üretecek yatırımlara ağırlık veriyoruz. Bu entegrasyon içinde bir diğer konu demokratikleşmedir. Demokratikleşmeye dönük adımlara da devam edilecek. Adalet Bakanlığımızın yürüttüğü 4. paket çalışmaları da yine demokratikleşme niteliğinde adımlar olacaktır. Bütün bu enstrümanları birbiriyle uyumlu biçimde çalıştırmaya ve sorunu çözmeye gayret ediyoruz. Sorunun bütün boyutlarını göz önünde bulunduruyoruz.”

Oslo’dan sonra
PKK’yla yürütülen görüşmeler, Silvan saldırıları ve Oslo sürecinin basına sızdırılmasından sonra kesilmişti.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, bu kırılma noktasından sonra, “terörle mücadele, siyasi uzantılarıyla müzakere” edileceğini açıklamıştı. BDP’nin, terörle arasına mesafe koymadığı, ayrı bir siyasal varlık göstermediği ve nihayet teröristlerle kucaklaştığı ortamda, bu partiyle de görüşülemeyeceğini duyurmuştu. Erdoğan, “terör örgütüyle görüşülmeyecek” derken, İmralı’yı kastetmediğini de belirtmişti.
Yeni süreçte Kandil ve BDP devre dışı kalırken, hükümet, MİT aracılığıyla İmralı’da Öcalan’la görüşme sürecini başlattı.
Ankara bu kez, ellerin tetikten çekilmesi, silahların susmasından öte PKK’ya silah bıraktırma hedefine kilitlenmiş görünüyor.