Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Bu konuyla ilgili olarak medyada ve siyaset dünyasında yürütülen tartışmalarda "temenni"ler ile "gerçek" birbirine karıştırılıyor. Bu karışıklık içinde bizzat Tayyip Erdoğan da dahil olmak üzere bazı siyasiler ve köşe yazarları, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin verdiği kararı birçok yönden topa tutuyorlar. Bu kararın özü ve sonucu Erdoğanın milletvekili olamayacağıdır.Kararı siyasi olarak eleştirebilirsiniz. Demokrasiye uygun bulmayabilirsiniz. AB standartlarına aykırı da bulabilirsiniz. Ne suç işlerse işlesin seçilme hakkının kısıtlanmaması gerektiğini de savunabilirsiniz.Ancak, Yargıtay 8. Ceza Dairesinin kararını siyasi karar olarak niteleyemezsiniz. Anayasaya, Milletvekili Seçimi Yasasına, hukukun genel ilkelerine ve içtihatlara aykırı olduğunu söylemezsiniz.Nedeni, basit...Anayasanın 76. maddesi ile Milletvekili Seçimi Yasasının 11. maddesi, AKP lideri Tayyip Erdoğan ve benzeri konumdaki kişilerin milletvekili olmasına izin vermiyor. Belirtilen Anayasa ve Yasa hükümleri yürürlükte kaldıkça, yargının başkaca bir karar vermesi mümkün değil. Ancak, Anayasanın 76. ve Milletvekili Seçimi Yasasının 11/f3. maddeleri değiştirilirse sonuç değişebilir.Türk Ceza Yasasının, Tayyip Erdoğanın da hüküm giydiği, 312/2. maddesi değiştirilirken, Anayasa ve Milletvekili Seçimi Yasasının değiştirilmemesi bir unutkanlık mıdır? Yasa koyucu bu değişikliği yaparken Anayasayı ve Milletvekili Seçimi Yasasını değiştirmeyi unutmuş mudur?Elbette, hayır. Yasama organı, bu hükümleri bilinçli olarak korumuştur. Yasama organının bu düzenlemeleri koruyarak ortaya koyduğu irade, 312/2. maddeden hüküm giyenlerin milletvekili olmalarını istemediği yönündedir. Medeni ve diğer siyasi hakları iade edilebilmekte ancak milletvekili olmalarına izin verilmemektedir. Yasa koyucunun iradesi budur.Durum böyle oldukça yargı böyle karar almak zorundadır. Yargı mevcut hukuka göre karar alır. Temennilere göre hüküm oluşturamaz. Bu bakımdan da, Erdoğanla ilgili olarak Yargıtayın verdiği kararı ve bu kararı verenleri ve hukuken savunanları AB karşıtı, demokrasi düşmanı gibi görüp, göstermeye çalışmak doğru değildir.Tayyip Erdoğanın, seçmenin en fazla destekleyeceği varsayılan bir partinin genel başkanı olması hukukun üstünde olduğu anlamına gelmez.Anayasa Mahkemesinin Erdoğanın kurucu üyeliği ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin siciliyle ilgili olarak verdiği karar herkesi ve her kurumu bağlayıcı niteliktedir.Buna Yüksek Seçim Kurulu da dahildir.... fbila@milliyet.com.tr AKP lideri Tayyip Erdoğanın milletvekili adayı olup olamayacağı Yüksek Seçim Kurulunun bugün vereceği kararla kesinleşecek.