Kavram, Hazine'den sorumlu Devlet Bakanı Recep Önal'a ait.
Bakan Önal, batık bankalarla, kamu bankalarının haline bakınca, durumu şöyle özetledi:
"Buna dense dense eş - dost kapitalizmi denilebilir. Kamu bankalarının kaynakları eşe dosta dağıtılmış. Sadece kamu bankaları değil elimizdeki 10 batık bankada da durum aynı. Yani hem kamu sektöründe, hem özel sektörde banka kaynaklarının yönlendirilmesi kendi kurallarından çok eş - dost mantığıyla yapılmış. Popülist politikalar, yandaş kayırmacılığının hakim olduğu kamu bankalarının Hazine'ye yükü 20.2 milyar dolar. 10 batık banka için 6.1 milyar dolarlık kağıt veriyoruz. Ziraat, Vakıflar ve Emlakbank'ın `görev zararı' için 20.2 milyar dolar vermemiz gerekiyor. `Görev zararı' dediğiniz bir anlamda eşe, dosta, yandaşa banka boşaltmaktır. Biz buna son vermeye kararlıyız."Peki banka boşaltanlar af kapsamında olacak mı? Parayı geri ödeyen ceza almayacak mı?
Devlet Bakanı Önal, dünkü görüşmemizde bu sorularımıza şu yanıtı verdi:
- Hayır. Affetmeyeceğiz. Öncelikle ben buna karşıyım. Adalet Bakanımıza yazdığım bir mektup var. Türk Ceza Yasası'nın bu tür suçları ve cezaları düzenleyen maddelerinin af dışında bırakılmasını istedim. Bunun altında benim imzam var. Kaldı ki, bunların affedilmesini kamu vicdanı affetmez. Ben seçim bölgemde dağ köylerinde bile bu soruyla karşılaşıyorum. Bunları affetmeyin, diyorlar.
Bakan Önal, bu tür uygulamanın ABD hukukunda bulunduğunu belirterek, şu bilgiyi veriyor:
- ABD hukukunda böyle bir yöntem var. Mali piyasalarda suç işleyenler, vatandaşın parasını çalanlar yakalandığında, devlet, bunları çağırıyor. Önce, aldığın paraları cezasıyla birlikte öde, diyor. Parayı aldıktan sonra da bir boş kağıt imzalatıyor ve bir daha bu piyasalarda çalışmayacağına dair imza alıyor ve yasak koyuyor. Sonra serbest bırakıyor. Ama orası Amerika. Biz öyle yapamayız. Elbette götürdükleri paraları cezalarıyla birlikte geri alacağız. Ama sonra
`hadi gidin' diyemeyiz. Onun cezasını verecek yer mahkemedir. Mahkeme ne ceza verirse onu çekerler.
Devlet Bakanı Recep Önal'ın sözlerinden anlaşılıyor ki, hükümetin sadece paraları kurtarmak değil, banka soyanların cezalandırılması düşüncesi var. Banka soyguncularını affetmek gibi bir eğilim taşımıyorlar.
Kamuoyunun beklentisi de bu yönde...
Çeteleşerek banka soyanların, vatandaşın parasını kendi parası sananların affedilmesi kamu vicdanını sızlatacak bir sonuç olur.
Bakan Önal'ın deyimiyle,
"yapanın yanına kar kalmaması" esas olmalı...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr