NASIL bir Türkiyemiz olduğunu Çankaya tutanaklarından öğrendik.
1996'ya damgasını vuran Susurluk kazası, ne olduğumuzu ortaya çıkardı.
Trafik kazasının, hele ölümlüsünün iyisi elbette olmaz. Ama, Susurluk kazasının ortaya çıkardığı gerçekler, neredeyse hemen herkese "iyi ki oldu" dedirtecek kadar önemliydi.
Türkiye şimdi Susurluk'un sonuçlarını bekliyor. "Kamyondan sonra"sı, "kamyondan önce"sine göre farklı olacak mı?
Kamuoyundaki beklenti, "kamyondan sonra" yeni bir Türkiye yaratılması...
1997'nin umudu bu...
Susurluk'un "yeni bir Türkiye" yaratılmasına vesile olabilmesi en az denetim mekanizmaları, en az yargı mekanizması kadar siyasi kararlılığa da bağlı.
Kazanın en önemli sonucu, Cumhurbaşkanı'nın da, Başbakan'ın da ifade ettiği gibi, "devlet içindeki kontrolsüz güçler"in varlığıdır. Hedef elbette bu güçlerin devletten temizlenmesi. Bu en kolay ulaşılabilecek sonuç. Bundan daha önemlisi, bu güçlerin oluşumunu ve devamını sağlayan siyasal gücün ortaya çıkarılması ve asıl onun devletten temizlenmesi...
Bu organizasyonu doğuran ve koruyan siyasal destek kesilmedikçe, ne kadar temizlerseniz temizleyin, yeni güçlerin doğmasına engel olmak mümkün değil...
Siyasal otoritenin Susurluk olayının üzerine bu anlayışla gitmesi, arzu edilen sonucun alınması için asgari koşul... Ne var ki, siyasal iktidarın bugüne kadarki tutumu bu konuda fazla umut vermiyor. Aksine, ortaya çıkarılıp, etkisiz hale getirilmesi gereken "siyasal destek" siyasal iktidarın parçası gibi görünüyor.
Çankaya tutanakları, iktidarın Susurluk olayına "dostlar soruşturmada görsünler" türünden bir anlayışla yaklaştığını gösteriyor.
Bu kaygı muhalefet liderleri tarafından paylaşılıyor.
Erbakan'ın, İstanbul Emniyet Müdürü'nün "usul hataları"na takılıp kalması, Çiller'in, çoğu noktada "savunma"ya yönelmesi umut kırıcı...
CHP lideri Baykal'ın saptamasına katılmamak mümkün değil:
"Eylemle soruşturma ihtiyacı var."
Baykal, "göz boyama"ya dönük denetim ve yargı faaliyetleriyle sonuç alınamayacağını vurguluyor:
"Savcılığın hazırladığı fezlekelerin geri gönderilmesi, göstermelik ifadeler alınması, siyasal koruma yapılması, ortaya çıkan bulguların iktidar ortakları arasında pazarlık malzemesi gibi değerlendirilmesi, kaygılarımı artırıyor. Oysa, dokunulmazlıkların kaldırılması, sorumluların gözaltına alınması gibi eylemli bir soruşturma sürecine ihtiyaç var."
Başbakan Erbakan'a büyük sorumluluk düşüyor...
Hoca, devletin bozulmasındansa, gerekirse hükümetin bozulmasını göze alabilecek bir kararlılık gösterebilmeli...
Yoksa, 1997'nin, 1996'dan farklı olmasını beklemek boş bir hayal olmaktan öteye gidemez...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025