Bahçelinin teşhisi isabetlidir.Yapılan fiskos siyasetidir.Peki bu siyaset biçimi yeni midir ve bunu yapan sadece AK Parti lideri Erdoğan mıdır?Hayır. Bu siyaset yöntemi çok uzun yıllardır yaygın biçimde kullanılmaktadır ve yapan da sadece Tayyip Erdoğan değildir.Türkiyede halkla, halk için siyaset yapmak yerine, halka rağmen sermayeyle siyaset yapmak tercih edilmektedir. Halka, yerine getirilmeyecek vaatlerde bulunup oy aldıktan sonra asıl siyaseti fiskos yöntemiyle batmış veya batmamış sermaye gruplarıyla yapmak, neredeyse yerleşik bir anlayışa dönüştü.Bugün merkez sağ partilerin çöküşe, radikal akımların da yükselişe geçmesinin önemli etkenleri arasında bu fiskos siyaseti de vardır.Fiskos siyasetinin perdelenmesi, halkın kandırılması için medya organları seferber edilmiştir.Peki fiskos siyasetinin konusu sadece siyaset midir?Hayır. Aynı zamanda ticarettir. "Fiskos" biçiminde yapılmasının nedeni de budur...Hem siyaset, hem ticaret...Bu ancak fiskosla yapılabilir.Kendini bu biçimde siyasete kaptıran liderler ve partileri, her seçimde biraz daha büyük fiyaskoyla karşılaşmışlardır.Türkiyede hem siyaset, hem ticaret, hem de halk fiskos siyasetinden zarar görmüştür.Siyasetle ticareti birbirine karıştıran, faturasını da halka çıkaran bir siyaset biçimi terk edilmedikçe, ortadirek de, merkez partileri de güçlenemeyecektir...Bahçelinin nitelemesi doğrudur. fbila@milliyet.com.tr MHP lideri Devlet Bahçeli, AK Parti lideri Tayyip Erdoğanın batık banka patronlarıyla görüşmesini "fiskos siyaseti" olarak tanımladı ve eleştirdi.