Çok ihtiyacımız olan moral futboldan geldi. Milli Takım’ın Çin’i 3 - 0 yenerek ikinci tura yükselmesi bütün ülkeyi sevince boğdu.
Ankara da kendini Türkiye - Çin maçına göre ayarlamıştı. Siyasete en azından 90 dakikalık bir devre arası verilmiş oldu.
Liderlerin gözleri televizyonda, kulakları birbirindeydi. Başbakan Ecevit, eşi Rahşan Ecevit’le birlikte maçı izledi. Son 8 dakikasını ise doktorların rutin kontrollerine ayırdı. Bir yandan rutin muayene yapıldı, bir yandan gözler televizyondaydı. Maç biter bitmez Başbakan Ecevit, Seul’den Devlet Bakanı Fikret Ünlü’yü arayarak Milli Takım’ı kutladı.
Devre arasında konuştuğumuz DYP lideri Tansu Çiller de heyecanlıydı. Bir yandan idam konusundaki tartışmalarda haklılığını yineliyor, bir yandan da, "Grup toplantısını maç için bir saat erteledim. Maçtan sonra daha rahat konuşuruz" diyordu.
Yeşil sahalarda top koşturmuş olan AK Parti lideri Tayyip Erdoğan, maçı Genel Merkez’de arkadaşlarıyla izlerken, kritik pozisyonlarda ayağa fırlayarak heyecanlanıyordu. İlk iki golü göremedi ama "Bu takım finale çıkar" diyerek, neşelendi.
Başbakan Yardımcısı Devlet Bahçeli, maçı makamında izlemeye başladı, ikinci gol atıldığında, Çin heyetini, galibiyet moraliyle kabul etti.
Karşı odada da Başbakan Yardımcısı Hüsamettin Özkan, Başbakanlık Müsteşarı Ahmet Şağar’la birlikte televizyonun karşısındaydı. Elinde uzaktan kumanda Çin ataklarında televizyonu kapatıyor, birkaç saniye sonra korkuyla açıyordu.
Maç bitiminde Başbakanlık binası da hareketlenmeye başladı. Maçı evde izleyen bakanlar, birer ikişer Başbakanlığa gelmeye başladılar. Birbirlerine sarılıp kutladıktan sonra ikinci tur tahminlerine başladılar. Trafiğe takılmamak için maç biter bitmez evden fırladılar.
Milli Takım’ın başarısı koalisyona da yansımış gibiydi. Farklı partilerden bakanlar, yavaş siyaset gündemindeki konulara girerken söze "takım ruhu"yla başlıyorlardı.
Dolar, borsa, istikrar, idam derken günlerdir yüzü asık gezen siyasetin yüzü dün futbol sayesinde gülüyordu.