Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Başbakan Abdullah Gül’le yaptığımız görüşmeden edindiğimiz ilk izlenim, 58. Hükümet’in, hızlı bir başlangıç yapmak istediği...
1983’de Özal’ın yaptığı gibi, güvenoyu alır almaz, arka arkaya hızlı kararlar almak ve hemen yürürlüğe koymak niyetindeler.
Başbakan Gül, "çok iyi hazırlandık" diyor ve ekliyor:
"Neler yapabiliriz? Tek tek saptadık. Hem de öyle klasik politikacı yaklaşımıyla değil. Biliyorsunuz, politikacılar birçok güzel şey söylerler ama onların çoğunun uygulanma şansı yoktur. Unutulur gider. Bu nedenle biz sadece politikacı bir ekiple değil uygulamacı arkadaşlarla da birlikte çalıştık. Uygulanabilir kararlar oluşturduk. Şimdi bunları yaşama geçireceğiz."

Hukuk reformuna öncelik
Başbakan Gül’den edindiğimiz izlenime göre, 58. Hükümet takvim sıkışıklığı nedeniyle önce AB’nin beklentilerini karşılayacak bir hukuk reformuna yönelecek. Bu amaçla Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır ile Başbakanlık Avrupa Birliği Genel Sekreteri Büyükelçi Volkan Vural, ortak bir çalışma yürütüyorlar. Bu çalışma insan hakları, düşünceyi ifade özgürlüğü bağlamında yasakların kaldırılması, idam cezasının kaldırılmasıyla ilgili Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6 nolu ek protokolün imzalanması, yargılama ve usul hukuku bağlamında da gözaltı süresinin düşürülmesi, devlet güvenlik mahkemelerinin yeniden yapılandırılması, görev alanlarının belirlenmesi gibi konularla ilgili olacak.
Başbakan Gül, Refahyol dönemini anımsatacak "çatışma alanları"nda gezinmeye de niyetli görünmüyor. Toplumu gerecek, kaygı uyandıracak, günlük yaşamla, düşünce ve inançla ilgili alanlarda tartışma yaratacak tutum ve davranışlara girilmesini yanlış buluyor.
Başbakan Gül’ün gündeminde öncelik taşıyan konulardan biri de "harcama reformu."
Gül, alt gelir gruplarına kaynak aktarmak için harcama reformuna güveniyor.
Harcama reformuyla nasıl tasarruf sağlanacağı konusunu da Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Abdüllatif Şener’le konuştuk. Şener, harcama reformuyla ilgili çalışmanın henüz sürdürüldüğünü vurguladıktan sonra lojman ve makam arabalarındaki savurganlıklardan örnekler vererek şöyle dedi:

Lojman kirası artırılabilir
"Lojman uygulamasını gözden geçireceğiz. Milletvekili lojmanlarında oturmayacağımızı ve bunları satacağımızı açıklayarak, tasarrufa kendimizden başladık. Keza bakan sayısının indirilmesi de yine bir tasarruf örneğidir. Tek tek tasarruf kalemlerini saptayacağız. Örneğin lojman uygulamasında ne yapılabilir? Bazıları satılabilir. Hepsini satmaya kalksak piyasada alacak para var mı, yok mu bilmiyoruz. Bazılarını satmak yerine kiralarını artırmak daha gerçekçi olabilir. Kiralar piyasayla aynı tutulmasa bile yaklaştırılabilir. Birkaç tane evi olduğu halde riyaç bedelin çok altında komik kiralarla lüks lojmanlarda oturan kamu personeli var. Örneğin Ankara’nın en merkezi yerinde rayiç kira bedeli 250-300 milyon TL olan bir lojmanda 35-40 milyon TL’ye oturuluyor. Bu uygulamalar değiştirilerek önemli tasarruflar sağlanabilir. Keza makam taşıtları da öyle. Taşıt tahsis edilecek makamları çok aza indirmeyi düşünüyoruz."

Makam arabaları...
Şener, makam arabalarıyla ilgili olarak şu örneği de verdi:
"Ben dolmuşa, otobüse inen-binen biriyim. Meclis görevim sırasında gözlerdim. Bir dolmuşluk, bir otobüslük mesafede makam aracı kullanılması çok pahalı oluyor? Taşıt kullanılıyor, onun bakımı masraf, sürücüsüne maaş ödeniyor, makam sahibi işten eve bırakılıyor, evden işe bırakılıyor, tabii şoför arabayı gece eve götürüp sabah getiriyor. Eğer şoför uzak bir yerde oturuyorsa, 5 kilometrelik makam taşıması için günde 100-150 kilometre yol yapılıyor, yakıt harcanıyor."
Gül ve Şener, harcama reformunu sadece kamu malları ve taşıtlarının satılması olarak görmüyorlar. Kullanım tasarrufu da planlıyorlar.
Öyle anlaşılıyor ki, ilk icraat AB bağlamındaki düzenlemeler, ikincisi de harcama tasarrufu alanlarında olacak.