Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı




Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, ABD'den nasıl bir izlenimle döndü? Ankara şimdi ne yapacak?
Gül, dün bu sorularımızı yanıtlarken genel değerlendirme olarak şu izlenimi aktardı:
"Türk - ABD ilişkileri rayına oturuyor. Gerginlik yaratan konuların aşıldığını, geride bırakıldığını söyleyebilirim."

Gül, Türk - ABD ilişkilerindeki gerginliği doruk noktasına ulaştıran Süleymaniye skandalıyla ilgili olarak şu bilgiyi verdi:
"Görüştüğüm bütün yetkililer bu olayın talihsiz bir olay olduğunu vurguladılar. Powell da, Rumsfeld de yaşanmaması gereken, yanlış, gereksiz ve talihsiz bir gelişme olarak tanımladılar. Bu gerginlik aşılmış görünüyor. Tabii ben yine bu olaydan yanlışlığını vurguladım."

Dışişleri Bakanı Gül, ABD'nin Türkiye'den asker talebini bir jandarmalık işlevi olarak görmemesi gerektiğine ilişkin görüşlerini de muhataplarına aktardığını belirttikten sonra, bu konuda ABD tarafının Ankara'nın beklentilerine uygun yanıtlar verdiğini kaydetti ve şu değerlendirmeyi yaptı:
"Ben Türkiye'nin salt jandarmalık işlevi görmemesi gerektiğini, bunun Irak sorununa siyasal yaklaşımın bir unsuru olabileceğini vurguladım. Bunu anlayışla ve nezaketle karşıladılar. Irak'ın siyasi yapılanması da bizim için çok önemli. O nedenle bir bütün olarak bakılması gerektiğini belirttim. Onlar da aynı anlayışı paylaşıyorlar."

Gül, Irak'ta oluşan geçici yönetimin yapısından Ankara'nın duyduğu rahatsızlığı da ABD'li bakanlara aktarmış durumda. Gül, bu konudaki ABD yaklaşımını ise şöyle özetledi:
"Ben geçici yönetim oluşumundaki temsil dengesizliğini belirttim. Türkmenlerin temsil edilmediğini de özellikle vurguladım. Benim bu sözlerime karşılık, onlar da, yönetimin geçici nitelikte olduğunu, asıl yönetimin oluşması ve Bakanlar Kurulu'nun tespitinde bu eleştirilerimizi dikkate alacaklarını ve daha dengeli bir oluşuma yöneleceklerini söylediler. Tabii, ihtiyaç duydukları bölgeyi, ülkeyi o insanları iyi tanıyan ülkelerin katkısı. Buna da en yakın ve en yatkın ülke Türkiye. Bu gerçeği görüyorlar. Bu yaklaşımlarından da anlaşılıyor."
Gül, ABD temasları sonucunda Irak'ta, Türkiye ile ABD'nin birlikte hareket edeceklerinin ortaya çıktığını belirterek, "Her şeyi birlikte yapmak konusunda karşılıklı bir kararlılık sergilendi" dedi.
Gül, PKK - KADEK konusunda ABD ile görüşbirliği içinde olduklarını da vurgulayarak şöyle devam etti:
"Irak'ın bütünlüğü konusunda hemfikiriz. Bu amaçla, oluşacak yeni yapıdan bağımsız silahlı grupların varlığına izin verilmeyecek. PKK - KADEK konusunda bizim hazırladığımız yeni yasayı ve sonuçlarını bekliyorlar. O yasanın sonuçlarına göre hareket edilecek. Terör kamplarının kapatılması ve o bölgede terörist barındırılmaması konusunda ABD de, Türkiye de kararlı. Bu konuda işbirliği yapılacak."
Gül, ABD askerleri ile Türk askerlerinin Kuzey Irak'ta ortak tatbikat yaptıkları yolundaki haberlere ilişkin sorumuza ise yanıt vermeyerek, "O konuda ben bir şey söylemeyeyim, askeri yetkililer söylerler" demekle yetindi.

Gül, Irak'a asker gönderme konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı:
"Tabii bu çok çabuk verilebilecek bir karar değil. Nasıl bir organizasyon öngörülecek o da belli değil. Belki bir NATO şemsiyesi söz konusu olabilir. Bir şekilde NATO'ya bağı kurulabilir, böyle bir formül geliştirilebilir. Ben ABD'lilerden böyle bir izlenim aldım. Eğilimleri o yönde. Tabii bizim de Bakanlar Kurulu'nda konuyu enine boyuna değerlendirmemiz gerekiyor."

Gül, bu kez alınacak kararın çok fazla zamana yayılmasından yana değil. "Karar ne zaman alınır" sorumuza, "makul bir sürede" yanıtını veriyor. Ancak, makul süreyi tanımlamıyor. Meclis tatile girmeden bir karar alınması zor görünse de, bu konunun ancak Başbakan Erdoğan'la görüştükten sonra belirginleşeceğini kaydediyor. Gül, ayrıca Genelkurmay'la görüşeceğini ve askerlerin görüşünü de alacaklarını belirtiyor.
Dışişleri Bakanı Gül, ABD ziyaretinden memnun dönmüş görünüyor. Beklentilerine uygun yanıtlar aldığı anlaşılıyor.
Önümüzdeki aşama, Gül'ün aktaracağı izlenimlerin ışığında hükümetin izleyeceği politikayı netleştirmesi ve Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanlığı'yla ortak bir çizgi oluşturduktan sonra konunun Meclis'e getirilmesi... Bugünkü koşullarda Türkiye'nin Irak'a asker göndermesi için yeni bir tezkere gerekiyor. Gül de aynı görüşte. Üçüncü tezkere ile hükümete verilen yetki, sadece Kuzey Irak'a asker göndermekle sınırlı. Bu tezkere yeterli değil. Ancak, bir NATO veya BM formülü bulunması halinde tezkeresiz formüller de gündeme gelebilir.
Gül'den edindiğimiz izlenim tezkere olasılığının daha yüksek olduğu yönünde.