Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

BAŞBAKAN Erbakan'ın MGK kararlarını içine "sindirmiş" gibi yapması, Tansu Hanım'ın da "kefil" olmasıyla, "bekle - gör" dönemine girildi.
Sanki, "Cumhuriyet ilan ediyormuş" gibi MGK kararlarını üstlenen Çiller, Erbakan'ı rahatlattı.
Tansu Hanım, Başbakan ve bir bütün olarak hükümeti arkasına saklayıp, MGK'nın karşısına tek tek DYP'li bakanları koyarak tansiyonu düşürdü.
Bundan sonra ne olacak?
Başbakan'ın kabinedeki en yakın çalışma arkadaşı olan Devlet Bakanı Abdullah Gül'den öğreniyoruz ki; MGK kararları tek tek bakanlara tebliğ edilecek. Bakanlar da kendileriyle ilgili hususları uygulamaya geçirecekler. Kabinedeki görev dağılımına bakıldığında, İçişleri, Milli Eğitim ve Diyaneti elinde tutan DYP sorumluluğu üstlenecek. Böylece RP de tabanına karşı "biz değil, DYP yaptı" diyerek kendini savunabilecek.
Bu çalışma yöntemi sorunun çözülmesine yetecek mi?
Yetecek gibi görünmüyor.
Kesintisiz sekiz yıllık eğitim ve 163. madde boşluğunun doldurulması gibi hükümet düzeyinde ele alınması gereken konularda tansiyon yeniden yükselecek.
MGK kararlarının özünü oluşturan bu iki temel konuda, uzlaşma sağlanmış değil.
Örneğin 163. madde benzeri bir düzenlemeye RP kanadı kapalı. Devlet Bakanı Abdullah Gül, böyle bir düzenlemenin "hürriyet sınırlayıcı" olduğunu vurgulayarak, tavır alıyor:
"Bu yaklaşım, hürriyeti, serbestliği sınırlamak anlamına gelir. Türkiye bu konuda geri adım atamaz. Belki yapılabilecek olan bu hürriyeti kötüye kullananlara karşı bazı tedbirler almaktır."
Aynı yaklaşımı sekiz yıllık eğitim konusunda da gösteriyor:
"Bana sorarsanız zorunlu eğitim onbir yıl olsun isterim. Ama, bu kesintisiz değil, (beş, üç, üç) biçiminde olması gerekir. Aksi halde sadece imam hatip okulları değil, tüm meslek okullarını ilkokulla birleştirmek gerekir ki, bu da bütün okullar için sorun yaratır."
Gül, RP'nin "kılık kıyafet" sorunu olmadığını da belirtiyor:
"Biz, medeni bir yaşam tarzı istiyoruz. Aczmendilerin kılık kıyafeti bizim savunduğumuz bir şey değil. Ayrıca ben, bu tür görüntülerin özellikle yaratıldığını ve kullanıldığını düşünüyorum. Bizim böyle bir sorunumuz yok."
Gül'ün sözlerinden RP kanadının her iki konuda direneceği anlaşılıyor.
Peki, DYP'nin bu direnişi kıracak gücü var mı?
RP kanadı bu konuda rahat.
Gül, her türlü "zorlamaya" karşı durabileceklerini söylüyor:
"Parlamento içi veya dışından gelecek demokrasi dışı zorlamalara cevabımız, seçim olacaktır. Ne siyaset dışı güçlerin baskısı, ne de, parlamentoda yapay olarak değiştirilecek aritmetik çözüm olur. Böyle bir gelişmeyle karşılaşırsak sandığa yani halka gideriz."
Gül, REFAHYOL'a alternatif olarak gösterilen "üçlü veya dörtlü koalisyon"un da çözüm olmayacağını vurguluyor:
"Böyle bir hükümet icraat yapamaz. İstikrar sağlayamaz. Ayrıca biz de muhalefette güçleniriz."
Seçimi çoktan göze almış olan RP, MGK kararlarının faturasını da Tansu Hanım'a "havale" edince, iyice rahatlamış görünüyor.