Gül'den Erbakan'a...

Fazilet Partisi'nin yenilikçi kanadında görülen hareketlenme bir siyasi parti doğurabilir mi?
Yenilikçi hareketin lideri konumundaki Abdullah Gül bu soruyu temkinli yanıtlıyor:
"Biz Fazilet Partisi'nin açık kalmasını, devam etmesini istiyoruz ve kapatılması için de bir neden göremiyoruz. Ancak kapatılırsa tabii o zaman yürüttüğümüz çizgiye uygun bir çözüm buluruz."
Gül, Fazilet Partisi'nin bugünkü yönetim anlayışıyla halkın beklentilerine cevap veremediğini, özel sorunlarla uğraşmaktan halkın sorunlarıyla, anamuhalefet partisi olmanın gerektirdiği biçim ve nitelikte ilgilenemediğini vurguluyor.
Gül, Recep Tayyip Erdoğan kadar sert bir üslupla olmasa bile Erbakan hoca'yla yolların ayrıldığı mesajını da veriyor. "Erbakan Hoca'ya nasıl bakıyorsunuz" sorumuza şu karşılığı veriyor:
"Erbakan Hoca'nın bu partideki herkes üzerinde emeği ve hakkı vardır. Ancak tabii gelişmelerin zorlanması partide tıkanıklıklar ve sorunlar doğurdu. Statükoyu koruma çabaları bu sorunları artırdı. Eğer Erbakan Hoca, bize 'buyrun' deseydi, destek olsaydı, biz Fazilet Partisi'ni onun siyasi yasaklarını da kaldıracak bir güce ve büyüklüğe ulaştırabilirdik. Hala düşüncemiz o yöndedir. Ama bunu yapmadı, destek olmadı. Statükoyu korumayı tercih etti. Bugün siyasetin dışındadır, yasaklıdır ama parti ve yönetimi üzerindeki etkisini herkes biliyor. Erbakan Hoca, bizim elimizi tutmasaydı, bağlamasaydı bugün Fazilet Partisi'nin durumu da kendi konumu da çok güçlü olurdu."
Gül, Erbakan Hoca'nın Yenilikçilerin önünü açmayarak kendine de zarar verdiği düşüncesinde. Hoca'nın Fazilet yönetimindeki kadroyu destekleyerek Yenilikçi kadro ve çizgiyle yolların ayrıldığı mesajını veriyor.
Fazilet Partisi'nin akıbeti ne olursa olsun Yenilikçi hareketin Erbakan Hoca'yla ayrılıkları yeni bir siyasi oluşumun habercisi. Bu oluşum Fazilet Partisi açık kalırsa bu partinin Yenilikçilerin yönetimine geçmesi veya ayrı bir parti kurulması biçiminde sonuç verir ki, her iki halde de Erbakan Hoca'ya rağmen bir gelişme anlamına gelir.