Gürel - TÜSİAD tartışması
Haberin Devamı
TÜSİAD'ın Ankara'da düzenlediği Yüksek İştişare Konseyi toplantısının, basına kapalı bölümünde, Başkan Erkut Yücaoğlu ile Devlet Bakanı Prof. Dr. Şükrü Sina Gürel arasındaki tartışma, işadamlarıyla, hükümet arasındaki bakış farkının önemli bir göstergesi.
TÜSİAD Başkanı Yücaoğlu'nun hükümetin ekonomi politikasını eleştirirken gösterdiği yaklaşım özetle şu:
- Hükümet özelleştirmeden yana mı, değil mi artık karar vermelidir. Yoksa hükümet devletçi bir anlayışa mı sahiptir? Dünyada artık kamu bankacılığı bitti, ama bizde sürdürülüyor.
TÜSİAD'ın bakışını yansıtan bu sözler, büyük sermayeli özel sektörün, hükümetin politikasından memnun olmadığını da gösteriyor.
Toplantıda bulunan Devlet Bakanı Şükrü Sina Gürel'in Yücaoğlu'na verdiği yanıt da hükümetin bakışını yansıtması açısından önemli. Şöyle diyor Gürel Hoca:
- Elbette eleştirileriniz olacak. Bize sorular yönelttiniz. Özelleştirmeci misiniz, devletçi misiniz, diye. Biz özelleştirmeyi mümkün olduğu kadar hızla yapmaya çalışıyoruz. Ama 500 büyük şirketin karlarına baktığımız zaman bu şirketlerin devletten yüzde 124 kar elde ettiklerini görüyoruz. Yoksa devletçi olan siz misiniz? 'Kamu bankacılığı bitti' diyorsunuz ama artık dünyada 'Galata Bankerliği' de bitti...
Şükrü Sina Gürel'in bu yanıtında iki önemli mesaj var:
1- Özel sektör en büyük karlarını devlet üzerinden yapıyor.
2- Galata Bankerleri gibi devlete yüksek faizle para satan bankacılık da artık bitti.
Devlet Bakanı Gürel'in bu saptamaları yerindedir. Devletin borç - faiz -enflasyon sarmalında, bankalardan yüksek faizle borçlanması, bu bankalar ve büyük sermayeli kuruluşlar için en kolay, en tatlı ve en risksiz para kazanma yolu olmuştu. Bu sarmal kırılıp faizler, enflasyon ve borçlanma gereği düşmeye başlayınca bu tatlı kar kapısı da eskisi kadar haz ve para vermez oldu. Devletle iş yapmanın kolay ve güvenilir kazanç yöntemi olduğu da bir gerçek. Gürel'in, "özel sektör devletçiliği" veya "özel sektör bu nedenle daha devletçi" diye özetlenecek yaklaşımını TÜSİAD'ın da kabul etmesi gerekir. Reel ekonomiden uzak, devletle "para ticareti" faaliyetinden elde edilen kar, böyle çalışan banka ve şirketlerin, normal uğraşlarından elde ettikleri karlardan çok büyük.
Sistemin devlet aleyhine işleyen bu çarkının yavaşlaması veya kırılması, ekonomik programın temel hedefi...
Bu hedefe yaklaşıldıkça karlılık oranları düşen büyük sermayenin, bugüne kadar desteklediği politikalara karşı çıkmaya başlamaları da doğal tabii!...
