SUSURLUK o kadar dal budak saldı ki, Amerika'da, Almanya'da, İngiltere'de, Fransa'da uç verdi. Dal budak saldı ama kök salmadı. Susurluk'un üzerindeki karanlık kalkmadığı sürece, "Türkiye" ve "uyuşturucu" sözcükleri yanyana dünyayı dolaşmaya devam edecek.
Milliyet, geçtiğimiz hafta, Alman yargıcın kararı üzerine, Türkiye aleyhindeki çıkışların bir kampanyaya dönüşebileceğini manşet haberleriyle duyurmuştu. Daha hafta bitmeden bu yönde peşpeşe sinyaller geldi. Dünkü Milliyet'te yine manşetten verilen habere göre İngiltere İçişleri Bakan Yardımcısı da, Türk yetkililerin uyuşturucu işine karıştığını söyledi. BBC, Türkiye'yi uyuşturucu cenneti Kolombiya'ya benzetti. Uluslararası kuruluşlara uyuşturucu konusunda raporlar hazırlayan Fransız Uyuşturucu Gözlemevi de, "Türkiye'de uyuşturucu trafiğinin üst düzeyde himaye edildiği"ni öne sürdü. Bütün bunlara, daha önce Amerikan Kongresi'ne yazılan Beyaz Saray raporundaki vahim suçlamaları da eklersek, Türkiye açısından ortaya çıkan tablonun hiç de iç açıcı olmadığını görüyoruz.
Bu iş ciddileşiyor. Türkiye, Susurluk'la ortaya dökülmeye başlayan kirli işlerin tümünü ortaya çıkarıp suçluları cezalandırmadıkça, çok baş ağrısı çekecek.
Büyük bir gazetecilik başarısına daha imza attık geçen hafta. İstanbul İstihbarat Servisi Şefimiz Tunca Bengin ve muhabirimiz Atilla Dişbudak, tüm medyanın peşinden koştuğu Susurluk soruşturması ifade tutanaklarını ele geçirdiler. Milliyet manşetinde yer alan haber Türkiye'yi bir kez daha çalkaladı: "Çatlı, Meclis'e de gidip geliyordu." Türkiye, Sedat Bucak, Kemal Yazıcıoğlu ve Özel Tim polislerinin ifadelerini bu haberle öğrendi.
Haberleriyle gündemi belirleyen Milliyet, geçen hafta Türk Sanayicileri ve İş Adamları Derneği'nin hazırlattığı raporu da manşetten vererek, kamuoyunun tartışmasına sundu. Raporun içeriği bir yana, ülkenin en önemli derneklerinden biri olan TÜSİAD'ın böyle bir rapor hazırlaması bile altı çizilmesi gereken bir gelişmeydi. Milliyet'in haberinden sonra rapor enine boyuna tartışıldı, hala da tartışılıyor.
Dünya ve Türkiye medyasının kapılarını zorladığı İsrail Başbakanı Netanyahu, kapılarını Türkiye'den ilk kez Milliyet'e açtı. Arkadaşımız Vahap Yazaroğlu, İsrail'in kapalı kutusu Netanyahu'yu konuşturmayı başardı. İsrail Başbakanı'nın Türkiye ile ilişkilerden Filistin barışına, özel yaşamdan geleceğe kadar her konuda açıklıkla konuştuğu dev söyleşi, Reuters ve AFP ajansları tarafından Milliyet'ten alınarak tüm dünyaya duyuruldu.
Arkadaşımız Zeki Çol, kamuoyunu ve spor dünyamızı sarsan bir habere imza attı. Uluslararası Olimpiyat Komitesi İnceleme Komisyonu raporunu ele geçiren Çol'un haberi, ne yazık ki, Türkiye'nin aleyhinde iddialarla doluydu. "Ülkede iç savaş yaşanıyor. Radikal İslam potansiyel tehlike. Hükümetin yapısı ve bakışı yetersiz" gibi ifadelerle İstanbul'un 2004 Olimpiyatları'na adaylığını baştan önlemeyi hedefleyen rapor, üzüntü yarattı. Ancak Milliyet, haberiyle, "İstanbul 2004" için kolları sıvamak gerektiğini bir kez daha ortaya koydu.
Haber yağmurumuz devam edecek. İyi haftalar dileğiyle...
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025