Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

DSP Lideri Bülent Ecevit, Refahyol'un rejim için ciddi bir tehlike olduğunu vurguluyor.
Ecevit, bu tehlikenin demokratik yollardan ortadan kaldırılacağına da inanıyor:
"12 Eylül 1980'den bir hafta kadar önce bir sendika kongresinde şöyle demiştim: `Demokrasi bir seyirlik oyun değildir. Demokrasi, halkın tribünlerde oturduğu, siyasi partilerin sahada oynadığı bir oyun değildir. Halkın tribünlerden sahaya inmesi gerekir. Yoksa birisi düdüğü çalar ve oyun biter.' Nitekim de öyle olmuştu."
Bülent Bey, bugün benzer bir gelişme beklemiyor:
"Bugün artık aynı koşullar yok. Halk tribünlerden sahaya indi. Demokratik hukuk devleti kurallarını çiğnemeden sahaya indi. Artık sendikalar sadece ücret pazarlığı örgütleri değil. Ülkenin tüm sorunlarıyla ilgililer. Sivil toplum kuruluşları da öyle. Türkiye halkın sahaya indiği sürece geldi. Bu sevindirici bir gelişmedir."
DSP Lideri, askerlerin müdahale düşüncesi içinde olmadıklarını da vurguluyor:
"Ben askerlerle siyasi partilerin temasından özellikle kaçınırım. Siyasi partilerin askerleri yönlendirme çabaları çok yanlıştır. 12 Eylül'den sonra Genelkurmay'a iki kez gittim. Kıbrıs ve Bosna - Hersek sorunları hakkında brifing aldım. Askerlerin bir müdahale düşüncesi taşıdıklarını düşünmüyorum. Pasifik ülkelerinden, Güney Afrika'ya, Sovyetler'in dağılmasından sonra ortaya çıkan devletlere kadar dünya demokrasiye geçmeye çabalarken, Türkiye'de askeri müdahale çok yanlış olur."
Refahyol hükümetiyle rejim sorununun çok kritik bir noktaya geldiğine işaret eden Ecevit, çözümün "Refahsız hükümet" olduğunu söylüyor.
Ecevit'in önerisi, lidersiz, teknokrat görünümlü bir hükümet:
"Yılmaz hükümeti, Yılmaz - Çiller çekişmesinden başarısız oldu. Bu çekişme bitmedikçe liderlerin içinde olduğu bir hükümet yine başarısız olur. Benim önerim ANAP'ın veya DYP'nin içinden her iki partinin de güvenebileceği birinin başbakan olması ve teknokrat görünümlü bir hükümet oluşturulması. Böyle bir hükümetin içinde biz de yer alabiliriz veya dışardan desteğimiz istenirse onu da veririz. Dışardan desteklememiz istenirse rejime ilişkin bazı koşullarımız olur. Katılmamız istenirse, o zaman, ekonomik ve sosyal konularda da koşullarımız olur. Böyle bir hükümetin hem RP'siz olması, hem de RP'nin ekmeğine yağ sürmemesi gerekir."
Ecevit, Baykal'ın "sol blok" önerisine ise şöyle yaklaşıyor:
"Ben blok sözünü sevmiyorum. Ama Meclis'te güçbirliği elbette yapılabilir. CHP ile güçbirliği yaparız. Ama, bizim yakamızı bir bıraksınlar. Bu tür önerilerin ardından hemen birleşme konusu gündeme geliyor. Herhangi bir vesileyle karşılaştığımızda Sayın Baykal'ın elini sıksam, hemen, `birleşiyorlar' diye yorumlanıyor. Oysa, iki partinin taban ve yandaş kitle farklılığını sürekli vurguluyorum. Birleşirsek oylarımız düşer."
Bülent Bey, "Refahsız hükümet" için CHP ile de, diğer partilerle de güçbirliği yapmaya hazır olduklarını bir kez daha vurguluyor.
Bayram sonrasında gündeme gelecek gensorunun, iyi bir fırsat olduğunu düşünüyor.