Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Hikmet BİLA

BU Meclis, bir anlamda "atanmışlar Meclis'i" değil miydi? Beş tane genel başkanın ya da partilerin dar yönetim kadrolarının belirlediği adaylar değil miydi Meclis'i oluşturanlar? O zaman böyle bir Meclis'in kendini halka karşı, seçmene karşı sorumlu görmemesine de şaşmamak gerekir. Dokunulmazlıkların sınırlandırılmasına cesaretle "evet" dememelerine şaşmamak gerekir.
Ama Türkiye öyle bir noktaya geldi ki, kamuoyunun isteğine karşı koyabilmek artık eskisi kadar kolay değil.
Tam bir yıldır Türkiye Susurluk isyanını yaşıyor. Çetelere karşı "temiz devlet" özlemini dile getiriyor. Bu iradeye karşı, "parlamentonun üstünlüğü" gibi bir gerekçenin arkasına sığınabilir misiniz?
Milliyet'in başlattığı bir kampanya, halkın ulaştığı bilinç düzeyini gözler önüne serdi. Temiz toplum özleminin sözcüsü Milliyet, dokunulmazlık zırhının arkasına saklananların adreslerini verince adeta yer yerinden oynadı. Partilerin genel merkez ve Meclis grup telefonları, faksları kilitlendi. Ardından, ülke çapında "beyaz oy" kampanyaları başlatıldı.
Şimdi parlamentomuzun önünde bir şans daha var. Dokunulmazlıkların sınırlandırılması halinde Türkiye'nin de önü açılacaktır. En azından, parlamenterler ile onları Meclis'e gönderen halk arasındaki yapay zırh, gerçek boyutlarına inecektir.
Yoksa, gizli kapaklı işlerin, karanlıkların, çetelerin vebali bu dönem milletvekillerinin üzerinde kalacaktır.

Zülfikar Doğan'ın haberi olmasaydı, binlerce kilometre ötede Türkiye'yi ilgilendiren önemli gelişmelerden haberimiz olmayacaktı. Meğer, Türkiye'de kamuoyu dokunulmazlıklar, Kıbrıs, Körfez kriziyle uğraşırken, Uluslararası Para Fonu, Türkiye'nin geleceğini yeni bir yöntemle formüle etmiş. Hükümetin üç yıllık paketini kabul etmeyen IMF, yüzde 20 enflasyonu hedefleyen bir yıllık şok program istiyor. Böyle bir programı Türkiye'de hangi siyasi iktidar uygulayabilir? Göreceğiz.

Körfez Savaşı'ndan 7 yıl sonra yine silahlar çekildi. Yine çatışmanın eşiğine gelindi. Son bir haftayı, "Amerika Saddam'a ha vurdu ha vuracak" gerginliğiyle geçirdik. Bu kez Amerika, bölgede istediği gibi at oynatamadı. Kendi iç sorunlarıyla yıllardır boğuşan Rusya'nın, uluslararası politika sahnesine heybetli dönüşüyle kriz diplomatik yoldan çözüldü. Şimdilik.
Gergin günler boyunca, Uğur Sönmezel yönetimindeki Milliyet Dış Haberler Servisi, Körfez kriziyle ilgili gelişmeleri, dakikası dakikasına ve büyük bir dikkatle izleyerek okurlarımıza aktardı. Arkadaşlarımıza titiz çalışmaları için teşekkür ediyoruz.

Rus işgaline karşı efsane direnişin ardından Çeçenistan, Türk kamuoyu için sanki bir sır olmuştu. Asıl sır olanlar ise, teröristler tarafından kaçırılan iki Türk vatandaşıydı. Sekiz ay boyunca kendilerinden haber alınamayan Türkler, Çeçen özel timinin operasyonuyla kurtarıldı. Bu tarihi olayın tek tanığı, Milliyet'in Moskova temsilcisi Cenk Başlamış'tı. Kurtarılan vatandaşların Milliyet sayfalarında yer alan fotoğrafları, bir gazetecilik olayını vurguluyordu.
Her gün yeni gazetecilik olaylarıyla karşınızda olacağız.
İyi haftalar dileğiyle.



Yazara EmailH.Bila@milliyet.com.tr