Bankacılık Üst Kurulu'nun başlattığı operasyonların tam sonuç verebilmesi için bazı yasal düzenlemelere gereksinim var. Kurul Başkanı Zekeriya Temizel, bunlardan en acil olanını hükümete iletti.
Bankacılık Üst Kurulu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un bazı maddelerinde değişiklik yapılmasını istiyor. Bunun amacı, bankaların içini boşaltanların kişisel mal varlıklarının takibinin kolaylaştırılması. Bankalar Kanunu'nun yaptığı bir atıfla bu yöntemi kullanabilen Bankacılık Üst Kurulu, yapılacak bir değişiklikle doğrudan yetkili olmayı hedefliyor. Kurulun saptadığı yolsuzlukların ve para kaçırmaların takibini başka kurumlar üzerinden yapabilmesi zaman ve etkinlik kaybına yol açıyor. Kurul bir anlamda doğrudan kişisel mal varlıklarını da saptayıp, boşaltılan paraların süratle geri alınabilmesinde yetki taşımak istiyor.
Banka operasyonlarının ortaya koyduğu gerçek organize biçimde vatandaşın parasını mülkiyetlerine geçiren banka sahiplerinin bu varlıkları, büyük ölçüde yurtdışında bloke ettiklerini gösteriyor. Özal zihniyetinin yasaya dönüştürdüğü ve bu tür hırsızlıkları; "ekonomik suç" kavramıyla hafiflettiği düşünülürse; banka farelerinin birkaç aylık sıkıntılı cezaevi macerasından sonra kapağı yurtdışına atıp sefa sürecekleri belli. Nitekim bunun örnekleri yakın tarihimizde mevcut.
Bu kez aynı sonucun doğmaması için hükümetin Üst Kurul'un istediği yasal değişiklikleri Meclis'ten geçirmesi ve yapacağı ceza reformuyla "suç ve ceza" adaletini gerçekleştirmesi gerekiyor.
Banka hırsızlarının boşaltıp götürdükleri paraların tutarı Türkiye'nin yıllardır kapatmaya çalıştığı bütçe açığından fazla. Bu açığı kapatmak ve bu açıktan beslenen enflasyonu düşürebilmek için vatandaşın, özellikle de ücretli kesimin vergi ödeme tahammülünü zorlayan hükümetin, yönelmesi gereken çalınan paraların geri getirilmesi olmalı...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr