İdam cezasının kaldırılması konusunda partilerin alacakları tutum belli oldu. MHP, destek vermeyecek. Bu yönde bir hükümet tasarısına imza atmayacak. Ancak, DSP ve ANAP’ın muhalefetten destek almalarıyla idamın kaldırılması sağlanırsa, bunu hükümet sorunu yapmayacak.AK Parti, Anayasa’ya af yasağı konulması koşuluyla idamın kaldırılmasına destek verecek. Aynı şekilde SP de destek olacak. Bu tablo içinde sonucu belirleyecek olan DYP’nin tavrı. DYP lideri Çiller ise idamın kaldırılmasına ancak hükümet tasarısı biçiminde bir düzenleme gelirse destek vereceklerini açıkladı. Önce hükümet içinde uzlaşma sağlanmasını şart koştu. Bu durumda, Anayasa düzeyinde bir düzenleme yapılabilmesi için Çiller ve DYP’nin desteği gerekiyor. Çiller bu desteği verir mi? Tasarı koşulundan vazgeçer mi? Başbakan Bülent Ecevit’e dün bu soruları yönelttik.
Liderlerin tavırları belli oldu. Bu tablo içinde idam cezasının kaldırılması ve Anayasa’ya af yasağı konulması sonucu çıkar mı?
İdam cezasının kaldırılması için süreci başlattık. Dün (önceki gün) arkadaşlara diğer partilerle temasa geçmelerini ve hukuki durum açısından bir çalışma yapmalarını rica ettim. Kritik olan Sayın Çiller’in tutumu. Anlaşılıyor ki, kilit parti DYP olacak. Sayın Bahçeli ile görüştüm. Muhalefetin desteğini alarak bir çözüm üretirsek, buna bir itirazı olmayacak. Bu nedenle Sayın Çiller’in alacağı tutum belirleyici olacaktır.
‘BU TARİHİ BİR SORUMLULUK’
Sayın Çiller, önce hükümetin kendi arasında uzlaşmasını, dolayısıyla düzenlemenin Meclis’e hükümet tasarısı olarak gelmesini şart koşuyor. Bu sorunu nasıl aşmayı düşünüyorsunuz?
Sayın Bahçeli ve MHP’nin tutumu belli. Bunu Sayın Çiller de biliyor. Aslında ben Sayın Çiller’in Avrupa Birliği’ne girilmesinden yana olduğunu biliyorum. Bu nedenle de kendisine bir çağrıda bulunmak istiyorum. Avrupa Birliği konusu bir hükümet konusu, bir parti konusu değildir. Bir devlet konusudur. Ulusal bir sorundur. Bu nedenle Sayın Çiller’in de olaya böyle bakması gerekir. Türkiye, Avrupa Birliği giriş hedefini partilerüstü bir konumda tutmalıdır. Sayın Çiller, her zaman Avrupa Birliği’ne girişin öncülüğünü yapmak istemiştir. Bugün de aynı söylemi kullanıyor. Bu nedenle kendisinden destek bekliyorum. Böyle düşüneceğine ve bu desteği vereceğine inanıyorum. Söz konusu olan ülkemizin geleceğidir. Sadece bugünü değil geleceği de biçimlendirecek bir karardır. Sayın Çiller’den umutluyum. Bu tarihi sorumluluğun gereğini yerine getirecektir.
Sayın Çiller, bu desteği vermezse ne olur?
Ben, AB’ye girişin öncülüğünü yapmak isteyen Sayın Çiller’in destek vereceğini düşünüyorum. Bu desteği vermez ve Türkiye bu yüzden Avrupa Birliği’ne giremezse, bunun sorumluluğu da Sayın Çiller’in omuzlarında olacaktır. Bu kararı almak için mutlaka Sayın Çiller’in ve partisinin desteğine gereksinmemiz var. Türkiye bu tarihi şansı kaçırmamalıdır. Sayın Çiller’in de bu gerçeği gördüğünden hiç kuşkum yok. Kendisinden bu desteği bekliyorum.
Ecevit, Çiller’e tarihi bir çağrı yapıyor. AB konusunun parti hesaplarına, küçük çıkarlara konu edilmemesini, iç politika malzemesi yapılmamasını istiyor. Liderlerin AB’ye giriş sürecine politikacı gözüyle değil devlet adamı gözüyle bakmaları gerektiğini vurguluyor.
Bu tarihi çağrının ardından Fikret Bila’yı arayan Çiller, ‘Destekleriz’ deyip ekledi:
AB için üzerlerine düşeni yapacaklarını söyleyen Çiller, yine şart koştu: ‘Sayın Ecevit, önce AB yolundaki tek engelin idam olduğuna bizi inandırsın...’
DYP lideri Tansu Çiller’i bugün arayarak, Başbakan Ecevit’in kendisine yaptığı çağrıya yanıtını soracaktım, ancak, DYP lideri dün telefon ederek, Avrupa Birliği, idam ve hükümet hakkındaki yaklaşımlarına açıklık getirmek istediğini belirtti. Çiller’le görüşünce, Başbakan Ecevit’in destek beklentisine karşı tavrının ne olacağını da sordum. Çiller, önce şu değerlendirmeyi yaptı:
‘HÜKÜMET UZLAŞMALI’
"Bizim, idamın kaldırılması konusunda hükümetten tasarı beklememiz, Avrupa Birliği’ne karşı olduğumuz şeklinde yorumlanıyor ki, bu her yönüyle haksız bir değerlendirmedir. Benim de, partimin de Avrupa Birliği’ne karşı olmadığını, aksine Avrupa Birliği’ne giriş yönünde ilk büyük adımı atarak Gümrük Birliği’ne girişi gerçekleştirdiğimiz biliniyor. Benim, "Öncelikle hükümet kendi arasında uzlaşmalı, ortaya bir hükümet politikası koymalı ki, bunun etrafında bir devlet politikası tartışılabilsin" yönündeki çağrıma yanıt gelmiyor. Avrupa Birliği’nin muhatabı, muhalefet değil, hükümettir ki, bu gerçeği dün MHP lideri Sayın Bahçeli de kabul ve ilan etti. Anamuhalefet partisi olarak öncelikle bir hükümet politikası görmek istememiz kadar doğal bir yaklaşım olamaz."
‘NE YAPTIKLARI BELİRSİZ’
Çiller, bu saptamayı yaptıktan sonra hükümetten isteklerini de şöyle sıraladı: "Biz hükümetin ne yapmak istediğini bilmiyoruz. Ulusal Program’ı hazırlarken Meclis’e getirme gereği duymadılar. Madem konuyu devlet sorunu olarak görüyorlar, Meclis’e getirip bizim de katkımızı alabilirlerdi. Biz kısa vadeli taahhütler hakkında önerilerimizi somut olarak ortaya koyuyoruz. Örneğin, anadilde yayın konusunda, TRT - İnt’in yayın yapmasını öngörüyoruz. Bu kanaldan belli bir süre anadilde (Kürtçe) yayın yapılabileceğini ve aynı anda Türkçe altyazı geçilebileceğini düşünüyoruz. Eğitimin Türkçe dışında bir dilde yapılamayacağını, ancak, anadili öğrenme hakkının bireysel hak olarak değişik yöntemlerle yaşama geçirilebileceğini düşünüyoruz. Ama bu konularda hükümet ne düşünüyor, somut olarak ne öneriyor, bilmiyoruz."
Çiller, bir belirsizliğin de Kıbrıs konusunda bulunduğunu vurgulayarak şöyle devam etti: "Öncelikli konu Kıbrıs olduğu halde, hükümet bu gerçeği görmüyor veya görmezlikten geliyor. Kıbrıs’ta ne oluyor? Karşı tarafa ne söyleniyor, ne öneriliyor? Bilmiyoruz. Hükümet, bir oturum düzenleyip Meclis’te bizleri bilgilendirmeli ki, biz de ne tutum alacağımızı bilelim, ne katkıda bulunabileceğimizi tartışabilelim. Ama sadece idam konusu tartışılıyor. Oysa bu konu orta vadeli taahhütler arasında. Yarın Güney Kıbrıs AB’ye alınırsa ne olacak? O zaman biz Kıbrıs’ta işgalci konuma düşürüleceğiz. Hem de Avrupa toprağını işgal etmiş olmakla suçlanacağız. Böyle bir sorunu, biz de KKTC ile birleşiriz, diyerek geçiştiremezsiniz. Hükümet öncelikle Kıbrıs konusunu çözmeli. Bu konuyu Meclis gündemine getirmeli. AB’nin öncelikli beklentisi de Kıbrıs’tır."
MHP ‘ASAMIYORUZ’ DESİN
DYP lideri Çiller, idam konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Sayın Ecevit, destek bekliyor. Ama önce AB’ye giriş konusunda tek engelin idam konusu olduğu yönünde bizi ikna etmesi gerekir. Yani, Kıbrıs sorununun, anadilde yayın ve öğrenim konularının çözüldüğünü, bir tek idamın kaldırılması engelinin kaldığını ortaya koymalıdır. Bizi buna ikna etmeli, sonra destek istemelidir. Bu işin birinci yönü. İkinci yönü ise hükümet ortaklarının samimi olmaları. Şimdi siz millete söz verip, sonra bu sözü tutamayacaksınız, ama hükümetten de ayrılmayıp, başka partileri azmettirecek, politika yapacaksınız, tabanınıza mesaj vereceksiniz. Bu etik bir tutum değil. Gerçekçi değil, dürüst bir tutum değil.
Sayın Bahçeli ve MHP’den söz ediyorum. Halkın karşısına çıkıp açıkça itirafta bulunmalılar. ‘Biz Öcalan’ı idam edeceğimize söz verdik, ancak, koşullar elvermiyor’ demeliler. Sırtımızdan politika yapmaları yanlış bir tutum. Siyasi ahlaka sığmıyor. Siz hem hükümette kalacaksınız, hem hükümet ortaklarınızla aynı yönde oy kullanmayacaksınız, hem de muhalefetin ortaklarınıza yardımcı olmasını bekleyeceksiniz."
‘ÖNCE BİZİ BİLGİLENDİRİN’
Çiller, Ecevit’in destek beklentisine ise şu karşılığı verdi: "Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne girişte önündeki tek engel olarak idam kaldıysa o zaman üzerimize düşeni yaparız. Bunun için, Sayın Ecevit’in, sadece idam sorununun kaldığına, idam cezası kaldırılırsa şu tarihte görüşmelerin başlayacağına bizi ikna etmesi gerekir. Koşullar böyleyse ve bize ‘AB mi, Apo mu’ diye sorulursa, biz yine elbette AB deriz, diyeceğiz. Ama, AB’ye girişimiz sadece idama kilitlenmiş değil. Önce diğer sorunları aşalım. Bu konuda bizden katkı bekleniyorsa, bilgilendirsinler."
Çiller, sadece idam konusu kaldığında ve bu konuda da Bahçeli’nin sözünü tutamadığını açıklaması halinde, destek verebileceklerini söylüyor. Bu koşulların oluştuğu konusunda Ecevit’in kendisini ikna etmesi gerektiğini vurguluyor. Kıbrıs, anadilde yayın ve öğrenim sorunlarının aşılmasını, ondan sonra idamın gündeme getirilmesi gerektiğini belirtiyor. Çiller, bu sıralamanın izlenirse desteğe açık görünüyor.