Türkiye'de ne zaman yolsuzlukların üzerine gidilse bürokrasiyi bir "imza korkusu" alır. Evrak imzalamayı ağırdan alırlar, mümkünse imzalamamaya çalışırlar.
Bu da hemen kamuoyuna yansır:
- Bürokrasi çarkı durdu. Devlet işlemiyor!
- Niye?
- Bürokrat imza atmaktan korkuyor?
- Niye?
- Tabii korkar; yolsuzlukları araştırıyorum diye herkesi alıp götürürsen kimse imza atmaz!
Evet, yanıt genellikle böyledir...
Böyledir ama doğru değildir...
Düzgün bir bürokratın imza korkusu olmaz, olamaz.
Neden derseniz?..
Bakın 657 sayılı Devlet Memurları Yasası'nın 11. maddesi ne diyor:
"Devlet memuru amirinden aldığı emri, Anayasa, kanun, tüzük ve yönetmelik hükümlerine aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Amir emrinde ısrar eder ve bu emrini yazı ile yenilerse, memur bu emri yapmaya mecburdur. Ancak emrin yerine getirilmesinden doğacak sorumluluk emri verene aittir.
Konusu suç teşkil eden emir, hiçbir suretle yerine getirilmez, yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz."
İşte yasa hükmü...
Bu hüküm yürürlükte olduğuna göre bir bürokrata zorla imza attırmak mümkün değildir. Anayasa'ya, yasalara, tüzüklere, yönetmeliklere aykırı bulduğu bir emre itiraz eden memur emir yazılı verilirse yapmak zorundadır ancak korktuğu gibi sorumluluk kendinde değil, emri verene aittir.
Hele verilen emrin konusu suç oluşturuyorsa, cumhurbaşkanı, başbakan, bakan dahil hiç kimse memuru imza atmaya zorlayamaz.
Bu güvence oldukça dürüst memurun korkmasına gerek yoktur.
Peki bu hükme karşın, yolsuzlukla mücadele süreçlerinde memuru niye "imza korkusu" sarıyor?
Herhalde, "İmza atarsam ileride beni de götürürler" diye düşünüyor.
Türkiye'de yasalara uygun imza atan bir memuru kimse bir yere götüremez.
Yeter ki, bakanın konusu suç oluşturacak bir emrini yerine getirmeme hak ve görevini layıkıyla yerine getirsin. Koltuğundan olma pahasına memuriyetin gereğine bağlı kalsın.
Eğer korkuyorsa, bu korku yerinden olmak korkusudur.
Tabii, özellikle üst düzey görevleri bir "siyasi post" haline getirirseniz, bakanınız da siz de "siyasi esasa" göre çalışırsanız, o zaman korkmanız normaldir.
Siz kendinizi, "bakanla gelirim, bakanla giderim" diye tanımlarsanız, korkuya kapılmanız doğaldır...
Görevini hakkıyla yerine getiren, yetkisini yasalara uygun kullanan gerçek bir bürokratı Türkiye'de kimse korkutamaz...
Özay Şendir
‘Diyalektik bir şey’ olarak Lozan tartışması...
16 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Sosyolojik hatalar!
16 Mayıs 2025
Zafer Şahin
Sanatçılar ‘Terörsüz Türkiye’ istemiyor mu?
16 Mayıs 2025
Abdullah Karakuş
Krizler, görüşmeler ve sonuçları
16 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
İttifak’ta görüş ayrılığı çıkmadı
16 Mayıs 2025