Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun, Yüksek Seçim Kurulu’nun AK Parti lideri Tayyip Erdoğan ve Necmettin Erbakan ile ilgili verdiği karara ilişkin görüşlerini dün yansıtmıştık.
Kanadoğlu, Türk Ceza Yasası’nın 312/2. maddesinde yapılan değişikliğin, suçun unsurlarını değiştirmediğini Anayasa’nın 76., Milletvekili Seçilme Yasası’nın 11/(f) ve 3. maddeleri uyarınca Erdoğan ve Erbakan’ın milletvekili adayı olamayacaklarını açıklamıştı. Kanadoğlu, bu yaklaşımla YSK’nın adaylık başvurularını geri çeviren kararının doğru olduğunu vurgulamıştı. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı, aksi yönde oy kullanan 3 YSK üyesinin ise bir çeşit yargılama yetkisi kullandıklarını, bunun da Anayasa’ya uygun olmadığını öne sürmüştü.
Kanadoğlu’nun bu yaklaşımına ilk destek Meclis Başkanı Ömer İzgi’den geldi. İzgi, dün yaptığımız görüşmede hem Meclis Başkanı hem de bir hukukçu olarak YSK’nın ve başsavcının görüşlerine katıldığını açıkladı. İzgi, yasama organının başkanı olarak şu değerlendirmeyi yaptı:
"Türk Ceza Yasası’nın 312/2. maddesinde yapılan değişiklikle öne sürüldüğü gibi bu maddede tanımlanan suç ortadan kaldırılmamıştır. Ancak maddenin ilk halindeki ağırlaştırıcı hüküm değiştirilerek yeni maddeye taşınmıştır. Eğer ağırlaştırıcı hüküm hiç değiştirilmeden yeni maddeye taşınsaydı o zaman Sayın Erdoğan için suçun ortadan kalktığı bir mahkeme kararıyla saptanabilirdi. Çünkü Sayın Erdoğan, maddenin eski hükmündeki ağırlaştırıcı hükümden mahkûm olmamış, birinci tümcesindeki basit halden mahkûm olmuştu. Ancak ağırlaştırıcı hüküm aynen değil de değiştirilerek yeni maddeye taşındığı için, yeniden yargılanması gerekirdi. Yargıtay 8. Ceza Dairesi buna gerek görmeden hüküm verdiğine göre, Sayın Erdoğan ve benzeri durumda olanların milletvekili adayı olmaları mümkün değildi. Nitekim kararda öyle çıktı."
İzgi, bu değerlendirmesini yasa değişikliği çalışmaları sırasında 10 ay önce de ifade ettiğini de anımsattı.
İzgi’nin bu görüşüne karşılık eski Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk ise, YSK’nın ve Yargıtay’ın kararının doğru olmadığı konusunda ısrar etti. Türk, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun kendisine yönelik eleştirilerini yanıtlarken şu değerlendirmeyi yaptı:
"Sayın Başsavcı beni Adalet Bakanı olarak mahkemelere telkin ve tavsiyede bulunmak, hükümlü vekillerine yol göstermekle suçluyor. Bu suçlama haksızdır. Çünkü ben yargı süreci sırasında konuşmadım, telkin ve tavsiyede bulunmadım, yol göstermedim. Ancak kararlar kesinleştikten sonra eleştiride bulundum. Kesinleşmiş olması kaydıyla yargı kararları eleştirilebilir. Ticaret hukukçusu olmam, ceza hukuku alanında kesinleşmiş karaları eleştirmeme mani değildir. Ayrıca ben 312/2 değişikliğini hazırlamış ve çalışmalarını sürdürmüş bir hukukçu ve bakan olarak YSK ve Yargıtay kararlarının yanlış olduğunu düşünüyorum. Açıklanan kararlar bizim 312/2’de yaptığımız değişikliğin amacıyla uyuşmuyor. Bu eleştiriyi yapmak benim hakkımdır."
Anlaşılıyor ki, Erdoğan ve Erbakan hakkında verilen YSK ve Yargıtay kararları tartışılmaya devam edecek...