Yolsuzluğun, rüşvetin, hırsızlığın "mevzuata uydurulması" anlamına gelir, "kitabına uydurma."
Eğer, işleri kağıt üstünde mevzuata uygun hale getirmişseniz, hırsızlığı da rüşveti de "hukuki dayanak" zırhına saklayabilirsiniz.
"Kitabına uydurma"nın en yaygın olduğu alan ihale işleridir. Nasıl kitap hazırlanırsa hazırlansın, Türkiye'de "taahhüt" işlerinde kitabına uydurmanın önüne geçilememiştir. Yürürlükteki Devlet İhale Yasası'na da yolsuzluğu, hırsızlığı, rüşveti uydurmak çok zor değildir.
Nitekim Bayındırlık Bakanlığı'nda sürdürülen "vurgun" operasyonunun ilk aşamalarında ortaya çıkan bilgiler bile, bakanlığın sorumluluğundaki inşaat işlerinin "kitabına uydurularak" yürütüldüğünü gösteriyor.
İnşaat ve diğer taahhüt işleri nasıl kitabına uydurulur?
Devlet işlerinin ihale yoluyla yapılmasının amacı, işi en iyi ve en ucuza yapabilecek kişi ve kuruluşu rekabet ve adil yarış koşullarında belirlemektir. İş ilan edilir ve o işe talip olma niteliklerini taşıyanların ihaleye girmesi istenir. İşe talip olan yükleniciler kendi aralarında yarışırlar ve en iyi, en ucuz teklifi veren işi alır.
Ancak uygulama böyle değildir. Böyle olmadığı da yetkililerce bilinir.
Birbiriyle yarışmaları gereken müteahhitler aksine kendi aralarında anlaşır ve tekliflerini, işi kimin almasına karar vermişlerse onun lehine olacak biçimde verirler.
Peki bu yeterli midir?
Değildir. İşi, saptanan kişinin alması için idareden birilerinin de yardımı şarttır. İşte o "yardım"ın karşılığı da "rüşvet"tir.
Açık artırma veya açık eksiltmeyle yapılmayan, "davet usulü"nün uygulandığı işlerde ise idarenin "takdir" hakkı çok daha geniştir. Bu "takdir"in kullanılış tarzı da bazen "rüşvet"e karşılık gelebilir.
Bu zincir nasıl kırılır?
Bu zinciri kırmanın tek yolu; dürüst yönetim, etkin denetimdir. Tabii, eğer bu organlar "kitaba uydurma" sürecinin tarafı değillerse...
Şimdi Bayındırlık Bakanlığı'nda yürütülen soruşturmanın ortaya çıkaracağı ilişki ağının bakanlık yönetim ve denetim organlarının "bilgisi dışında" olduğunu kanıtlamak kolay olmayacaktır.
Hele, müsteşar yardımcısı, genel müdür gibi üst düzey bürokratların gözaltına alındığı düşünülürse hiç olmayacaktır...