Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Zonguldak’ın yeraltındaki can damarları kurudukça, üstündeki yaşam canlılığı da giderek soluklaşıyor. Yıllardır Türkiye’nin gündeminde bulunan Zonguldak yeraltı madenciliğinin sorunları, azalmak bir yana giderek ağırlaşıyor. Bir zamanlar Türk ağır sanayiinin beslendiği en önemli kaynak olan Zonguldak kömürü, şimdi stoklarda alıcı bekliyor.
Kamu işletmeciliğinin sanayileşme sürecinde en güzel örneklerinden biri olarak gösterilen Zonguldak kömür havzası, epeydir ülkenin sırtındaki en ağır yüklerden biri olarak gösteriliyor.
Bu noktaya gelinmesinde kuşku yok ki, ne Zonguldak maden işçisinin ne de kömürünün suçu var. Sorumluluk, bu süreçte gerekli önlemleri almayan, Zonguldak havzasını sadece adama göre iş uydurulan ve yerin altında unutan siyaset kurumu ve anlayışında. Yıllardır SOS vermesine rağmen bu sinyalleri algılamamakta direnen Ankara, Zonguldak’ı yeraltı ile yerüstüyle kaderine terk etmiş görünüyor.
Kömüre bağımlı yaşama alternatif ekonomiler üretemeyen Ankara’nın sadece maden işçisini sorumlu tutarak plansız programsız kayırmacılık esası ile ve el yordamıyla bulmaya çalıştığı çıkış yolları da tıkanmış...
O kadar ki, Zonguldak, 45 kilometre yakınındaki Ereğli Demir Çelik’e bile kömürünü satamıyor. Karabük Demir Çelik’e de öyle... Her iki demir çelik tesisi de, 45 kilometre yakınlarındaki kömürü kullanmak yerine, denizaşırı ülkelerden ithal kömür getiriyorlar. Zonguldak kömürü daha pahalı geliyor.
Yanı başındaki iki büyük demir çelik tesisine kömürü deniz aşırı ülkelerden daha ucuza sağlayamayan Türkiye’nin şapkayı önüne koyup düşünmesi gerekli.
Yeraltı madenciliğine maliyet düşürücü hiçbir yatırım yapmayan, çözümü kiraladığı maden ocaklarında boğaz tokluğuna işçi çalıştırmada bulan kapkaççı özelleştirme zihniyeti sonuç vermemiş durumda. Danıştay’ca iptal edilen bu uygulamanın sadece hukuki olarak değil ekonomik olarak da sakat olduğu bu işe para yatıranların da görüşü.
Maden işçisinin ocaklarını ve yaşamını kurtarmak ve korumak için formül arayışları sürüyor. Bugünlerde, plansız ve kayırıcı özelleştirme yerine özerkleştirmeyi tartışıyorlar. Sınırsız kar maksimizasyonu hedefine kilitlenmiş, ekonomik - sosyal güvenlikten ve can güvenliğinden yoksun özel işletmecilik yerine Zonguldak’ın sivil toplum kuruluşlarının öncülüğünde özerk bir işletme oluşturup oluşturamayacağını tartışıyorlar. Vardıkları sonuç özerk bir yönetim altında Zonguldak kömürünün demir çelik fabrikaları başta olmak üzere Türk sanayiine yeniden kazandırılabileceği ve kömür havzasında yaşamın yeniden canlanabileceği yönünde. Ancak, hiçbir şey yapılmadan sadece stoklara kömür üretimi devam ettirilirse Zonguldak’ın da, kömürün de ufku kara görünüyor.
Zonguldak, yıllardır verdiği batıyorum sinyallerine hala bir yanıt bekliyor.