Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Afyon'un Çay ilçesindeki sanayi sitesi, tek katlı bir yapı olmasına karşın, 6 büyüklüğündeki depremde tümüyle yıkıldı.
Deprem bölgesine giden arkadaşlarımızın bildirdiğine göre sitenin yıkılan duvarları toz halinde...
Tek katlı bir yapının tuz gibi dağılmasını nasıl izah edersiniz?
Eğer, deprem iş gününde olsaydı ve bu sitede çalışan yaklaşık 500 kişi yaşamını kaybetseydi, bunu nasıl izah ederdiniz?
Afetin tatil günü meydana gelmiş olmasına şükretmekten başka elden bir şey gelmiyor.
Türkiye'de deprem manzaraları gösteriyor ki, insan yaşamının hiç değeri yok. İnşaatların çürük yapılmasının en önemli nedeni olarak müteahhitlerin malzemeden kazanmaları, halk diliyle "malzemeden çalmaları" gösterilir. Bunun bir gerçek olduğu herkesçe biliniyor.
Ancak bunun bir de denetim tarafı yok mu?
Var...
Her inşaatın bir kontrol mühendisinin gözetiminde yapılması zorunlu olduğuna göre en az müteahhit kadar bu mühendislerin de sorumlu olması gerekmez mi?
Örnek bina diye yapılan ancak bütün duvarları toz halinde dağılıp çöken Çay ilçesinin sanayi sitesinin kontrol mühendisi bu durumu nasıl açıklar?
Kontrol mühendisleri Türkiye'de ne iş yapar?
Bu nasıl "kontrol"dür ki, bırakın depremi sert bir rüzgar estiğinde binalar dağılıp gidebiliyor?
Bir de şu gerçek var...
Türkiye'de bazı mesleklerle "rüşvet" bir arada anılır...
Maalesef öyle...
Ve yine maalesef ki, kontrol mühendisliği için de bu yargı giderek yaygınlaşıyor.
Elbette, bütün kontrol mühendislerini itham etmek doğru olmaz.
Ama gelin görün ki, her deprem bize Türkiye'de binaların kontrol mühendisinin onayından nasıl geçtiği sorusunu sorduruyor.
Sadece adli makamların değil meslek odalarının da kontrol mühendisliğini masaya yatırmaları gerekiyor.
Gerekiyor ki, kontrolü mühendis mi yapıyor, rüşvet mi, ortaya çıksın...