Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi (ASAM), Ankara’da iki gün süren uluslararası bir konferans düzenledi. Konferansın konusu, "Küreselleşme, Güvenlik ve Ulus Devletöti.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ve Milli Savunma Bakanı Sabahattin Çakmakoğlu’nun da birer konuşma yaptığı konferansa, dünyaca ünlü bilim adamları da katıldılar. ASAM Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ ve arkadaşlarının uluslararası düzeyde düzenledikleri konferansa katılım ve ilgi büyüktü. Konferansta yapılan konuşmalar ve panellerdeki tartışmalar, Türkiye açısından da, üzerinde durulmaya değer görüş ve soruları gündeme getirdi.
Çok farklı yaklaşım ve analizlerin tartışıldığı panellerde, bilim adamları ve uzmanların görüş birliği sağladıkları beklenti, şöyle özetlenebilir:
"Önümüzdeki yüzyılda tehdit algılamasında önemli bir değişiklik yaşanacaktır. 21. yüzyılda devletten devlete konvansiyonel tehdidin yerini uluslararası düzeyde terör, insan kaçakçılığı ve ekonomik tehdit alacaktır."
Ortak sayılabilecek bu yaklaşım, kendiliğinden bazı çelişki ve soruları da gündeme getirdi. Bu tehditlerle mücadele, bir yandan ulus devletlerin güvenlik boyutu ile güçlendirilmesi gerekliliğini getirirken, diğer yandan konvansiyonel tehditlerin zayıf kalacak olması ve küreselleşme, ulus devletin işlevini değiştireceğinden, ortaya çıkacak çelişkinin nasıl giderileceği sorusu tam yanıtlanamadı.
Bilim adamlarının yaklaşımlarında 11 Eylül saldırısının etkisi kuşkusuz çok fazlaydı. Uluslararası terörle mücadelenin gerektirdiği işbirliği ile küreselleşmenin ekonomik boyutu hem örtüşüyor hem de küreselleşmenin yarattığı uluslararası refah uçurumu, teröre kaynaklık eden uygun bir ortam oluşturuyordu. Bu çelişkinin nasıl çözüleceği de kafalara takılan ikinci önemli soruydu.
Bir üçüncüsü, 1990’lardan sonra güçlenen mikromilliyetçiliğin ulus devletleri sıkıntıya sokması ve zayıflatması karşısında özellikle güvenlik boyutu açısından ulus devletlere duyulan ihtiyacın güçlenmesi ile ortaya çıkan çelişki.
Milliyetçiliğin hangi çapta ve boyutta makro, hangisinde mikro sayılabileceği de bir başka tartışma konusuydu. Mikromilliyetçiliğin yöntem olarak terörü seçmesi, uluslararası terör dışında bir analiz gerektiriyor.
"Doktor Nihat Ali Özcan, bu çerçevede Türkiye sorunlarını incelerken terör ve Türk Silahlı Kuvvetleri konusunda önemli açılımlar getiriyor. Küreselleşmenin yarattığı ortam içinde terör örgütlerinin ülke dışında çok rahat hareket edebildiklerini, bu durumda terörle mücadele eden TSK ve diğer güvenlik kuruluşlarının konvansiyonel mücadele konseptini terk etmeleri ve bir yandan da örgütlenmeleri gerektiğini savundu. Türkiye’nin egemenlik alanı dışına taşırılan terör faaliyetleriyle mücadele edebilmek için bütün devlet aygıtının yeniden yapılanması üzerinde durdu. Buna karşılık üniter - ulusal devlet yapısı anlayışının da mikromilliyetçilik akımları karşısında sıkıntıya düşmemesi için demokratik bakış ve demokratik hukuk ilkelerinin devlet yapısı içinde yer bulması gerekliliği üzerinde durdu. Mevcut yapı ve anlayışta bugünkü sorunların aşılmasının zorluğuna dikkat çekti."
ASAM’ın düzenlediği konferansa sunulan tebliğ ve paneldeki tartışmalar yakında kitap haline getirilecek. Türkiye’nin geleceğine günümüzdeki tartışmalar açısından ışık tutar nitelikteki bu görüş ve tartışmaların ülke ve toplum gündemine alınmasında çok büyük fayda var.