Türkiye’de Kürtçe kurs dönemi bugün başlıyor. Uzun siyasi tartışmalar sonrasında Avrupa Birliği paketi içinde yapılan yasal düzenlemeden sonra harekete geçen Milli Eğitim Bakanlığı, Kürtçe dahil farklı dil ve lehçelerde kurs açılmasına ilişkin yönetmeliği tamamladı.
Yönetmeliğin tam adı şöyle:
"Türk Vatandaşlarının Farklı Dil ve Lehçeleri Öğrenmeleri İçin Açılacak Özel Kurslar Yönetmeliği."
Yönetmelik, bütün kursları düzenliyor ama taşıdığı siyasi anlam nedeniyle en çok merak edilen, Kürtçe kursların nasıl düzenleneceği.
Yönetmeliğin isminden de anlaşıldığı gibi Kürtçe kurslara sadece Türk vatandaşları gidebilecek. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayanlar, bu kurslara katılamayacak.
Türkiye’de Kürtçe öğretmeni yok. Üniversitelerde böyle bir bölüm de yok. Bu durumda Kürtçe kurslarını kimler verebilecek?
Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin’le dün, hazırladığı yönetmelik ve Kürtçe kursları konuştuk. Yönetmelik, bugün, Milli Eğitim Bakanı Necdet Tekin, insan haklarından sorumlu Devlet Bakanı Ali Doğan, Adalet Bakanı Aysel Çelikel ve İçişleri Bakanı Muzaffer Ecemiş’in katılacağı bir toplantı sonrasında imzalanacak ve yürürlüğe girecek. Yönetmeliği imzalamaya Milli Eğitim Bakanı Tekin yetkili.
Tekin, "ortak aklın fırını daha iyidir" diyerek, bugün, bakan arkadaşlarının düşüncelerini ve önerilerini dinledikten sonra, yönetmeliğe imza atacağını belirtiyor.
Milli Eğitim Bakanı Tekin’e sorduk:
- Kürtçe kurslar nasıl verilecek?
- Bütün kurslarda aradığımız koşulları, Kürtçe kursunda da arayacağız. Bina, sınıf, zaman, öğrenim kadrosu, öğretmen niteliği, kıyafet koşullarımız var.
- Türkiye’de Kürtçe öğretmenliği yok. Hangi öğretmenler Kürtçe kurs verebilecek?
- Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyoruz. Ben bu kursu veririm, diye başvuracak kişileri değerlendireceğiz. Öğretmenlik izni vermeden önce, diğer kurs öğretmenlerinde aradığımız koşulları arayacağız. Örneğin, ilkokul çağında bir çocuğa kurs verecekse, o kişinin en azından sınıf öğretmenliği veya ona yakın bir öğrenim görmüş olması gerekir. Lise çağında çocuğa verilecekse lise öğretmenliği veya ona yakın bir öğrenim almış olması gerekir. Bu tür belgeler arayacağız.
- Yurtdışında Kürdoloji enstitüleri var. Bu tür kurumlardan diploma veya sertifika almış kişiler, bu kursları verebilecekler mi?
- Onları da inceleyeceğiz. Türkiye için denkliği kabul edilen öğretim kurumlarından mezunlarsa, onlar da bu kursu verebilirler.
- Milli Eğitim Bakanlığı’nın Kürtçe kurs verecek öğretmenleri ve kurs müfredatını değerlendirebilecek Kürtçe bilen elamanları var mı? Veya böyle bir personel arayışı içinde misiniz?
- Tabii, bugüne kadar böyle bir ihtiyaç olmadığı için özel bir personelimiz yok. Ama arayış içindeyiz. Kendi içimizde de bakıyoruz. Belki bakanlık bünyesinde de bilen vardır, diye. Ama bundan sonrası için bu ihtiyacı giderecek personel bulundurmak gerekecek.
- Kürtçe öğretmenliği için devletin veya üniversitelerin bir girişimi olacak mı? Böyle bir bölüm açılacak mı?
- Şimdi kurslar başlayınca talep belli olur. Eğer talep olursa Milli Eğitim Bakanlığı bu alanda hizmet arzını yapar. Üniversitede bölüm konusu YÖK’ün alanına giriyor. O tarafını bilmiyorum.
- Bu kursların denetimi nasıl yapılacak? Kıyafet koşulunun amacı nedir?
- 4 - 5 bin Milli Eğitim müfettişimiz var. Merkezde de 276 müfettişimiz var. Bu müfettişlerimizle sürekli denetim yapacağız. Müfredat elbette dil öğrenimiyle ilgili olacak. Bu kursların istismar edilmesine, siyasi amaçla kullanılmasına elbette izin vermeyeceğiz. Kıyafet, koşulumuzun da amaçlarından biri. Nasıl öğrenim kurumlarına türbanla girilemiyorsa, bu kurslara da özel anlam taşıyan kıyafetlerle girilemeyecek. Örneğin, poşu takıp gidilemeyecek. Veya bölücü örgüt ve akımların simgesi haline gelmiş özel renklerle, özel kıyafetlerle kursa gidilmeyecek. Kursiyerler de, öğretmenler de kıyafet koşuluna uyacaklar. Bu koşullar her daldaki kurslar için geçerli olacak.
Milli Eğitim Bakanı Tekin, Kürtçe kurslara izin verilmesinden kimsenin korkmaması, çekinmemesi gerektiğini vurguluyor. Bu kursların istismar edilmesine izin vermeyeceklerini, özellikle belirtiyor.