TBMM, asker gönderme ve asker bulundurma tezkeresine onay vermedi. AKP’nin 264 kabul oyu yeterli olmadı. 250 hayır oyu ile 19 çekimser oy, hükümet tezkeresinin Meclis’e takılmasına neden oldu.
Kararın AKP yönetiminde şok etkisi yarattığı söylenebilir. AKP lideri Tayyip Erdoğan’ın AKP grup toplantısı sonrasında, milletvekilleri arasında yaptırdığı ankete dayanarak, "karar geçecek" demesi, bu sonucu beklemediğini gösteriyordu.
Ancak Başbakan Gül için aynı durum geçerli değil. Başbakan Gül, tezkerenin geçeceğinden emin değildi. Önceki gün akşamki görüşmemizde, "tezkerenin geçmesi konusunda bir sorun çıkar mı" sorumuza, "doğrusu kaygılıyım" yanıtını vermişti.
MGK’nın toplantısından sonra Başbakan’ın çevresinden aldığımız izlenim ise, Gül’ün, AKP grubunda bütün gerçekleri milletvekillerine aktaracağı, Ankara’nın isteklerine ABD’den verilen olumlu yanıtları da, olumsuz yanıtları da olduğu gibi ortaya döküp, kararı milletvekillerine bırakacağı yönündeydi.
Nitekim, dün, Başbakan Gül’ün, AKP grubunda, ortada bir konuşma yaptığı, tezkereye evet oyu verilmesi konusunda, AKP lideri Tayyip Erdoğan kadar baskıcı bir uslup kullanmadığı, kulislere yansıdı. Gül’ün gruba karşı bu demokratik tutumunun, sonuca etkili olduğu yorumları da yine Meclis kulislerinde yaygındı.
Meclis kararının anlamına gelince...
Bu karar öncelikle siyasi iradenin Irak’a müdahaleye izin vermediği anlamı taşıyor. Bu yönüyle halkın eğilimleriyle örtüşen bir sonuç doğmuş oldu.
AKP yönetiminin ve hükümetin bütün gerekçelerine karşın AKP grubunun, ikna olmadığı da bu kararla ortaya çıktı.
Bu kararla, Başbakanın ve hükümetin içine sinmediğini söyledikleri hükümet tezkeresini Meclis’in de içine sindiremediği belli oldu.
AKP milletvekilleri, Erdoğan ve Gül’ün taleplerine karşı, özgür iradelerini ortaya koyarak, robot gibi hareket etmediklerini ve etmeyeceklerini kanıtladılar. AKP dinamik ve demokratik bir Meclis grubuna sahip olduğunu kanıtladı.
ABD açısından bakıldığında, Meclis kararı Türkiye’nin bir muz cumhuriyeti olmadığını, ABD Kongresi gibi Türkiye’de de bir Meclis olduğu bir kez daha kanıtlanmış oldu. Türkiye’yi, bölgedeki emirlikler gibi görmenin yanlış olduğunu ABD da anladı.
Son ana kadar, Türkiye’yi IMF boyunduruğunda tutmak için ısrar etmenin, Kuzey Irak’ta Türkmenleri devre dışı bırakmanın, Ankara başka, Kuzey Irak’a başka sözler vermenin, Meclis’in güvenini sarsıcı etki yarattığı da anlaşıldı.
Türkiye’ye "para için herşeyi yaptırırız" diye düşünmenin yanlışlığı da kanıtlanmış oldu.
Washington’un Ankara ile müzakere yürütürken, "mecbur ve mahkumlar" yaklaşımını terketmesi gerektiği de ortaya çıktı.
Tabii, Tayyip Erdoğan’ın, "borcu borçla ödüyoruz, bugün savaşa hayır diyenler, yarın maaşları üç gün geç ödenirse farklı bir havayla gelirler" biçimindeki talihsiz sözlerine Meclis’ten kendi grubunun oylarıyla yanıt geldi.
Meclis kararının sayılabilecek daha birçok anlamı var.
Tabii, unutulmaması gereken bir anlamı da, AKP hükümeti ve iktidarı açısından önemli bir gedik açtığı ve sert bir uyarı niteliği taşıdığı...