Avrupa Birliği konusunda MHP lideri Devlet Bahçeli ile ANAP lideri Mesut Yılmaz arasındaki dolaylı tartışma sürüyor.
MHP lideri Bahçeli ve MHP sözcüleri, ANAP kanadının dayanaksız ve zamansız bir tartışma başlattığı kanısındalar.
İdamın kaldırılması ve Kürtçe konusunda Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne kısa vadeli bir taahhütte bulunmadığını anımsatan MHP sözcülerine göre, ANAP lideri Yılmaz ve partisi, dayanaksız bir acelecilik içinde davranıyorlar.
Bahçeli'nin yaklaşımı, Avrupa Birliği Katılım Ortaklığı Belgesi'ne karşılık niteliğinde olan ve üç liderin de imzasını taşıyan Ulusal Program'da yer alan taahhüt ve ifadelerin esas alınması. Ulusal Program'da, idam konusunun TBMM'nin yetkisinde olacağı, Türkiye'nin 1984'ten bu yana yaşam hakkının özüne dokunmaya özen gösterdiği ve bu konunun TBMM'de orta vadede ele alınacağı ifadesinin bulunduğuna dikkat çekiyor.
MHP'nin yaklaşımına göre idam konusu kısa vadeli taahhütler arasında değil ve Ankara, Ulusal Program'da yer aldığı gibi zamanı gelince bu konuyu TBMM'de ele alacaktır. Ayrıca, TCK'nın 125. madde dışındaki ölüm cezalarının kaldırılmasına da bir itirazı yoktur. Bu durumda, idamın kaldırılması konusunda acele edilmesi ve bunun koalisyon gerginliğine yol açacak şekilde tartışılması yersizdir.
Kürtçe tartışmalarına gelince...
MHP lideri Bahçeli, bu konuda da yine Ulusal Program'da yer verilen esaslara göre davranılmasına özen gösterilmesini istiyor. Ulusal Program'da, kısa vadede RTÜK yasasının gözden geçirilmesi dışında bir taahhüt olmadığına dikkat çekiliyor. MHP kurmayları, dille ilgili olarak da programda, "Türkiye Cumhuriyeti'nin resmi ve eğitim dili Türkçedir. Ancak bu vatandaşların günlük yaşamlarında farklı dil, lehçe ve ağızların serbest kullanılmasına engel teşkil etmez. Bu serbestlik, ayrılıkçı veya bölücü başka amaçlar için kullanılamaz" hükmü bulunduğunu vurguluyorlar.
Bu hükmün kaleme alınmasında ise Başbakan Ecevit ile Başbakan Yardımcıları Bahçeli ve Yılmaz arasında detaylı görüşmeler yapıldığını, notlar alınıp verildiğini, kelimelerin özenle seçildiğini anımsatıyorlar. Üç lider tarafından imza altına alınan bu metne uygun davranılması gerektiğini savunuyorlar.
Bu çerçeve içinde Avrupa Birliği'ne Kürtçe yayın konusunda bir taahhütte bulunulmadığına dikkat çeken MHP kurmaylarının yaklaşımı şu:
"Ulusal Program'daki çerçeve bu olduğuna göre, acil bir durum varmış gibi Türkiye'nin gündemini idam ve Kürtçe yayın konularına kilitlemek doğru bir tutum değildir. Kaldı ki, yayın konusu bir zaruret haline gelmiş olsa ve bu nedenle tartışma açılsa bile bunun uygulamasının nasıl yapılacağı konusunda da hükümetçe yapılmış veya hükümete sunulmuş bir çalışma yok. Bu durumda neyin tartışıldığı da belli değil."
Bahçeli ve MHP kurmayları bu gerekçelerle, son günlerde yoğunlaşan ve sertleşen tartışmaların yersiz olduğu kanısındalar. Tansiyonun, yapay bir zorlama ile yükseltildiğini vurguluyorlar. İtirazları bu...