Başbakan Abdullah Gül’ün bölge ülkelerine yaptığı ziyaretler sonrasında, Irak sorunu için yeni öneriler geliştireceğini ve Ankara’nın izleyeceği yol haritasının kısa sürede belli olacağını duyurmuştuk.
Gül’ün temaslarından getirdiği verileri değerlendiren Dışişleri Bakanlığı, çalışmalarını tamamladı. Ankara’nın Irak’la ilgili önerileri de belirlendi.
Başbakan Gül’ün, ziyaret ettiği bölge ülkelerine yeni önerisi, bir "Irak zirvesi" toplanması. Bu öneri dün Dışişleri Bakanlığı’nca bölge ülkelerinin Ankara büyükelçilerine iletildi. Başkentlere de gönderildi.
TEK ÖNERİ ZİRVE DEĞİLAnkara’nın önerisi, Türkiye, Suriye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdün’ün, hükümet başkanları veya dışişleri bakanları düzeyinde bir Irak zirvesi yapmaları. Ankara, zirvenin İstanbul’da toplanmasını tercih ediyor. Zirve tarihi olarak 22 - 25 Ocak günleri arasını öneriyor ve 23 Ocak’ı tercih ediyor. Gül’ün öncelikli tercihi bu. Ancak, bölge ülkelerine sadece zirve önerisi yapılmış değil. Diğer iki seçenek de bölge ülkelerinin oluşturacağı bir heyetin Bağdat’a gidip Saddam’la görüşmesi ve bir ortak deklarasyon yayımlanması.
ORTADOĞU’YA İKİNCİ TURAnkara, bölge ülkelerinin başkentlerinden alacağı yanıtlara veya yeni önerilere göre bu seçeneklerden birini ve hepsini uygulamaya geçirmeyi düşünüyor.
Tabii, gelecek karşı önerilerde Irak zirvesinin İstanbul dışında başka bir yerde yapılması yer alırsa bunu da değerlendirecek. Ancak, zirvenin başkentler yerine başka kentlerde yapılması siyasi açıdan daha yararlı bulunuyor.
Başbakan Gül’ün seçenekli önerilerini uygulamaya geçirmek amacıyla gereksinim duyulursa bölge ülkelerine ikinci bir tur yapması da olasılık dahilinde.
‘BİZ ÇEKİL DEMEDİK’Başbakan Gül, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen aracılığıyla Irak lideri Saddam Hüseyin’e "çekil" önerisinde bulundu mu?
Başbakanlık kaynakları bu soruya, "hayır" yanıtını veriyor ve şu bilgiyi aktarıyorlar: "Saddam’a çekil önerisi iletilmedi. Zaten bir egemen ülkenin devlet başkanına bir başka ülkenin çekil çağrısı yapması veya önerisi götürmesi diplomatik usullere uymaz. Ankara’nın ilettiği öneri, savaşsız bir çözüm bulunabilmesi için 1441 sayılı BM kararının uygulanmasında kuşkuya yer bırakmayacak bir işbirliği ve şeffaflık gösterilmesidir. Soru işareti bulunan konuların açıklığa kavuşturulması, daha önce varlığı kanıtlanmış kitle imha silahlarının ne yapıldığının kanıtlarıyla gösterilmesidir. Ortada savaşsız çözümü engelleyecek bir gerekçe ve kuşku bırakılmamasıdır."
KOLEKTİF MÜCADELEBaşbakan Gül, Irak zirvesiyle bu talebin Bağdat’a bölge ülkelerinin kolektif talebi olarak iletilmesi ve dünya kamuoyuna duyurulmasını amaçlıyor. Ülkelerin tek tek değil, birlikte hareket etmeleri ve Saddam’a ortak öneri götürmelerinin daha etkili olacağını düşünüyor. Gül’e göre bu coğrafyada bir sorun karşısında ilk kez bütün bölge ülkelerinin katılımıyla kolektif bir tutum geliştiriliyor. Bu yöntemin etkili olması bundan sonra doğacak sorunların da savaşsız çözülmesi açısından örnek oluşturacak. Bölgede tehdit algılaması değişecek ve yine kolektif politikayla tehditler karşılıklı olarak ortadan kalkacak.
Bu anlayış içinde Ankara’nın Irak lideri Saddam’ın çekilmesi veya sürgüne gönderilmesi gibi bir yaklaşım ve girişimi yok. Bunu, uluslararası ilişkiler ve egemenlik açısından diplomatik kurallara uygun bulmuyor. Ankara’nın düşüncesi Irak sorununun savaşsız bir biçimde aşılabilmesi. Irak’ın yönetimiyle bu anlamda ilgilenmeyi ve öneri geliştirmeyi iç işlerine müdahale sayıyor.
Başbakan Gül, zirve önerisine olumlu yanıt alacağından umutlu. Suriye, İran, Mısır ortak hareket edilmesi konusunda Ankara’yla mutabık durumda.
Bölge ülkelerinin bir zirve gerçekleştirmeleri ve Bağdat’a ortak öneri ve talepler iletmelerinin savaşsız çözüm olasılığını artıracağı görüşü paylaşılıyor.
BAĞDAT İÇİN FIRSATAnkara, bu girişimi Bağdat için bir fırsat olarak görüyor. ABD’nin de bu girişimleri dikkate almak zorunda olduğunu düşünüyor.
Başbakan Gül’ün başlattığı bu girişimin yanı sıra Rusya’nın Bağdat’a bir diplomat heyeti göndermesi ve AB’nin Başbakan Gül’ün ziyaret ettiği bölge ülkelerine ocak sonu şubat başında benzeri bir tur planlaması, savaşsız çözüm girişimlerini güçlendirecek gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Bu hareketlenmede Türkiye’nin başlattığı diplomatik atağın etkili olduğu yorumu yapılıyor.