Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Gülün temaslarından getirdiği verileri değerlendiren Dışişleri Bakanlığı, çalışmalarını tamamladı. Ankaranın Irakla ilgili önerileri de belirlendi.Başbakan Gülün, ziyaret ettiği bölge ülkelerine yeni önerisi, bir "Irak zirvesi" toplanması. Bu öneri dün Dışişleri Bakanlığınca bölge ülkelerinin Ankara büyükelçilerine iletildi. Başkentlere de gönderildi. Başbakan Abdullah Gülün bölge ülkelerine yaptığı ziyaretler sonrasında, Irak sorunu için yeni öneriler geliştireceğini ve Ankaranın izleyeceği yol haritasının kısa sürede belli olacağını duyurmuştuk. TEK ÖNERİ ZİRVE DEĞİL Ankaranın önerisi, Türkiye, Suriye, İran, Mısır, Suudi Arabistan ve Ürdünün, hükümet başkanları veya dışişleri bakanları düzeyinde bir Irak zirvesi yapmaları. Ankara, zirvenin İstanbulda toplanmasını tercih ediyor. Zirve tarihi olarak 22 - 25 Ocak günleri arasını öneriyor ve 23 Ocakı tercih ediyor. Gülün öncelikli tercihi bu. Ancak, bölge ülkelerine sadece zirve önerisi yapılmış değil. Diğer iki seçenek de bölge ülkelerinin oluşturacağı bir heyetin Bağdata gidip Saddamla görüşmesi ve bir ortak deklarasyon yayımlanması. ORTADOĞUYA İKİNCİ TUR Tabii, gelecek karşı önerilerde Irak zirvesinin İstanbul dışında başka bir yerde yapılması yer alırsa bunu da değerlendirecek. Ancak, zirvenin başkentler yerine başka kentlerde yapılması siyasi açıdan daha yararlı bulunuyor.Başbakan Gülün seçenekli önerilerini uygulamaya geçirmek amacıyla gereksinim duyulursa bölge ülkelerine ikinci bir tur yapması da olasılık dahilinde. Ankara, bölge ülkelerinin başkentlerinden alacağı yanıtlara veya yeni önerilere göre bu seçeneklerden birini ve hepsini uygulamaya geçirmeyi düşünüyor. BİZ ÇEKİL DEMEDİK Başbakanlık kaynakları bu soruya, "hayır" yanıtını veriyor ve şu bilgiyi aktarıyorlar: "Saddama çekil önerisi iletilmedi. Zaten bir egemen ülkenin devlet başkanına bir başka ülkenin çekil çağrısı yapması veya önerisi götürmesi diplomatik usullere uymaz. Ankaranın ilettiği öneri, savaşsız bir çözüm bulunabilmesi için 1441 sayılı BM kararının uygulanmasında kuşkuya yer bırakmayacak bir işbirliği ve şeffaflık gösterilmesidir. Soru işareti bulunan konuların açıklığa kavuşturulması, daha önce varlığı kanıtlanmış kitle imha silahlarının ne yapıldığının kanıtlarıyla gösterilmesidir. Ortada savaşsız çözümü engelleyecek bir gerekçe ve kuşku bırakılmamasıdır." Başbakan Gül, Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen aracılığıyla Irak lideri Saddam Hüseyine "çekil" önerisinde bulundu mu? KOLEKTİF MÜCADELE Bu anlayış içinde Ankaranın Irak lideri Saddamın çekilmesi veya sürgüne gönderilmesi gibi bir yaklaşım ve girişimi yok. Bunu, uluslararası ilişkiler ve egemenlik açısından diplomatik kurallara uygun bulmuyor. Ankaranın düşüncesi Irak sorununun savaşsız bir biçimde aşılabilmesi. Irakın yönetimiyle bu anlamda ilgilenmeyi ve öneri geliştirmeyi iç işlerine müdahale sayıyor.Başbakan Gül, zirve önerisine olumlu yanıt alacağından umutlu. Suriye, İran, Mısır ortak hareket edilmesi konusunda Ankarayla mutabık durumda.Bölge ülkelerinin bir zirve gerçekleştirmeleri ve Bağdata ortak öneri ve talepler iletmelerinin savaşsız çözüm olasılığını artıracağı görüşü paylaşılıyor. Başbakan Gül, Irak zirvesiyle bu talebin Bağdata bölge ülkelerinin kolektif talebi olarak iletilmesi ve dünya kamuoyuna duyurulmasını amaçlıyor. Ülkelerin tek tek değil, birlikte hareket etmeleri ve Saddama ortak öneri götürmelerinin daha etkili olacağını düşünüyor. Güle göre bu coğrafyada bir sorun karşısında ilk kez bütün bölge ülkelerinin katılımıyla kolektif bir tutum geliştiriliyor. Bu yöntemin etkili olması bundan sonra doğacak sorunların da savaşsız çözülmesi açısından örnek oluşturacak. Bölgede tehdit algılaması değişecek ve yine kolektif politikayla tehditler karşılıklı olarak ortadan kalkacak. BAĞDAT İÇİN FIRSAT Başbakan Gülün başlattığı bu girişimin yanı sıra Rusyanın Bağdata bir diplomat heyeti göndermesi ve ABnin Başbakan Gülün ziyaret ettiği bölge ülkelerine ocak sonu şubat başında benzeri bir tur planlaması, savaşsız çözüm girişimlerini güçlendirecek gelişmeler olarak değerlendiriliyor. Bu hareketlenmede Türkiyenin başlattığı diplomatik atağın etkili olduğu yorumu yapılıyor. fbila@milliyet.com.tr Ankara, bu girişimi Bağdat için bir fırsat olarak görüyor. ABDnin de bu girişimleri dikkate almak zorunda olduğunu düşünüyor.