Naylon köylü...
Haberin Devamı
Fikret BİLA
Orhan Aslıtürk'ün Maliye'ye parmak ısıttıran "naylon fatura" ticaretinden sonra, şimdi de ormancılara parmak ısıttıran "naylon köylü" ticareti ortaya çıkıyor.
Orman Bakanı Prof. Dr. Nami Çağan, ormanı özel mülkiyetine geçirmek girişimlerinde "naylon köylü" yutturmacısının açığa çıkarıldığını ve İstanbul'da bütün ormanların gözetim altına alınarak, işlemlerin durdurulduğu belirtti.
Nami Hoca dünkü görüşmemizde, İstanbul'da ormandan 65 dönümlük bir yeri almak üzereyken işlemleri durdurulan Nevzat Ak - Ali Şener olayının da yine "naylon köylü" yönetimiyle çalıştıklarını vurguladı ve şu bilgiyi verdi:
"Anayasa ve yasalarımıza göre orman arazisinin özel mülkiyete geçmesi için bazı koşulların gerçekleşmesi gerekiyor. Bu arazinin önce orman vasıflarını yitirmiş ve orman alanı dışına çıkarılması gerekiyor. Anayasamıza göre 1981 tarihi itibariyle orman vasfını kaybetmiş yerlerin orman dışına çıkarılması ve orman köylülerine satılabilmesi mümkün. Ancak, bu kişilerin gerçekten o bölgenin orman köylüsü olması, o köyün nüfusuna kayıtlı olması ve en az beş yıldan beri bu yerde oturması gerekiyor. Ormandan yer almak isteyen bazı kişiler bu hükümden yararlanmak için naylon köylüler buluyorlar. Gerçekte bu koşulları taşımayan insanlara para vererek, sahte işlemlerle orman köylüsü gibi görünmelerini sağlıyorlar. Arazi, Anayasa'nın tanıdığı olanak nedeniyle önce bu naylon köylülerin üzerine geçiriliyor, oradan da yeri almak isteyen kişilere devrediliyor."
Nevzat Ak olayı da böyle düzenlenmiş...
Bakan Çağan, olayın gelişimini şöyle özetliyor:
"Bize Fatih Ormanı'yla ilgili bir ihbar geldi. Müfettişlerimiz inceleme yaptılar gerçek ortaya çıktı. Nevzat Ak - Ali Şener'in tapu işlemleri yapılırken, biz işlemleri durdurduk. Devir senetleri ile işlem tapuya kadar gelmişti. Bu olayda da naylon köylü yöntemi kullanılmış. Ayrıca İstanbul'da bütün orman işlemlerini de durdurdum ve incelemeye aldırdım. İstanbul'da Beykoz, Ümraniye, Çavuşbaşı, Ayazağa, Kurnaköy ve Pendik'te orman olduğu halde orman dışına çıkarıldığı iddia edilen 39 parça ve 1093 hektarlık yerle ilgili olarak incelemelerimiz sürüyor."
Bakan Çağan sonuçlanmış çalışmalar hakkında da şu bilgiyi veriyor:
"Bugüne kadar İstanbul'un Anadolu yakasında ormana tecavüz suçu nedeniyle açılan davalardan 261'i usulsüz açma fiili olmak üzere 1383 adedi hakkında tecavüzün men'i kararı verilmiştir. Mahkeme kararlarının uygulanmasına Orman Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı ile müştereken ve konuyla ilgili belediye, İSKİ, Köy Hizmetleri, DSİ gibi kuruluşların da katılımı ile program dahilinde devam edilmektedir. Bugün itibariyle 56 konutun yıkımı gerçekleştirilmiş ve 57 ormandan açma fiili durdurulmuştur. Avrupa yakasında alınan kesinleşmiş mahkeme kararı 555 olup, bunlardan, 29 adedi infaz edilmiştir. Elmalı havzasında 36 kesinleşmiş karar olup, bunlardan 15'i infaz edilmiştir. Şile yöresinde 13 dava devam etmektedir. Ömerli havzasında 15 karar infaz edilmiştir."
Nami Hoca'nın "infaz edildi" dediği, ormandan usulsüz alınıp özel mülkiyete geçirilen orman arazileri üzerine yapılan lüks villalar, villa mahalleler...
Nami Hoca kararlı konuşuyor:
"Orman yağmasına son vereceğiz. Geriye doğru da inceleme yaptırıyorum. Ormandan usulsüz alınan arazileri, üzerlerine ne yapmış olurlarsa olsunlar, yıktırıp geri alacağız. Eğer devrinde usulsüzlük, suç varsa muhatabımız kim olursa olsun, ucu nereye çıkarsa çıksın, bu uygulamadan vazgeçmeyeceğiz. Orman talanı bitecek."
"Orman yağmasına son vereceğiz. Geriye doğru da inceleme yaptırıyorum. Ormandan usulsüz alınan arazileri, üzerlerine ne yapmış olurlarsa olsunlar, yıktırıp geri alacağız. Eğer devrinde usulsüzlük, suç varsa muhatabımız kim olursa olsun, ucu nereye çıkarsa çıksın, bu uygulamadan vazgeçmeyeceğiz. Orman talanı bitecek."
Nami Hoca'nın sözlerinden anladığımız, naylon fatura gibi naylon köylü zinciri de çorap söküğü gibi gelirse, İstanbul'da boğaza veya denize nazır, bilmem ne ormanın içinde, paha biçilmez cennet villa ilanları giderek azalacak...
