Batık bankaların topluma maliyeti 8 milyar dolar düzeyinde. Bu tutar Türkiye'nin bütçe açığını neredeyse kapatacak büyüklükte. Bankacılık Üst Kurulu ilk etapta 6.1 milyar dolarlık Hazine kağıdıyla bankaları soyanların götürdüklerini yerine koyarak batıkları ayakta tutmaya ve satmaya çalışıyor.
Türkiye'de yolsuzlukların üzerine gidildikçe içi boşaltılan kurumların sadece bankalar olmadığı da ortaya çıktı. Örneğin, SSK da bankalar gibi içi boşaltılmış kurumlardan biri...
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan'ın verdiği bilgiye göre, SSK'dan her yıl 1.5 milyar dolara (yaklaşık 1 katrilyon lira) yakın fazla ödeme yapılıyor ve bunun büyük bölümünü de yolsuzluklar, yasal boşluklardan yararlanarak çekilen paralar oluşturuyor. Okuyan'ın hesabına göre SSK'dan her yıl bu yolla boşaltılan paralar, şu andaki batık bankalardan boşaltılan paralara yakın tutarlarda. Demek ki, SSK da her yıl bir banka boşaltılması yaşanıyor.
Bu nasıl yapılıyor?
SSK'yı boşaltmanın yöntemleri doğal olarak banka boşaltmalardan farklı. Benzer olan tek yön her ikisinde de
"çete"lerin işbaşında olması. SSK'yı boşaltanlar genellikle ilaç ve tıbbi malzeme çetesi olarak çalışıyor.
Emekli maaşlarında da çok çarpıcı yolsuzluk kalemleri var. Bakan Okuyan, 400 bin kişinin sahte veya eksik evrakla emekli maaşı aldığının saptandığını belirtiyor. Bu durum Bağ - Kur ve Emekli Sandığı için de geçerli.
Bu tablo karşısında Türk kamuoyuna
"kara delik" olarak sunulan SSK'nın keseyi nerelerden deldirdiği ortada. Bu yolsuzluk deliklerinin kapatılması
"kara deliğin" de kapatılması anlamına geliyor.
1991 yılında 128 milyar lira (bugünkü değerle 30 trilyon lira) fazla veren SSK, o yıldan bu yana açık veriyor. Bu açık her yıl Hazine'ye 430 milyon dolara patlıyor. 1999 yılında SSK'nın Hazine'den aldığı finansman desteği Yaşar Okuyan'ın verdiği bilgiye göre 2 milyar 666 milyon dolara ulaşmış durumda. 2000 yılının Haziran ayına kadar Hazine'den alınan desteğin tutarı da 656 milyon dolar düzeyinde. Her yıl 1.5 milyar dolar boşaltılan SSK da aynı tutarda Hazine'yi emmek zorunda kalıyor.
Yolsuzluk deliklerinin ortaya çıkarılması, prim tavanlarının yükseltilmesi, tahakkuk etmiş alacakların tahsil edilmesiyle SSK ilk Temmuz 2000'de Hazine'den finansman desteği almamış.
Okuyan, sıkı denetimin sürdürülmesi ve harcamaların kontrol altına alınması halinde 50 yıl sonra gelir - gider dengesine ulaşması tahmin edilen SSK'nın 10 yılda düzlüğe çıkabileceğini hesaplıyor.
Okuyan'ın verdiği rakamlar da gösteriyor ki, Türkiye sadece banka yolsuzluklarını değil tüm kamu harcamalarını sıkı bir denetime almak zorunda. SSK örneğinde olduğu gibi bu denetimlerden sağlanacak tasarruf da kamu açığını büyük ölçüde giderecek boyutlara kolayca ulaşabilir...
Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr