Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


CASA uçaklarının düşmesiyle ilgili olarak "Bir CASA Pilotu" ve "Türk Deniz Pilotları" imzalı, ilgili ve yetkililerin üzerinde durması gereken bilgiler içeren mesajlar geldi.
Bunlardan ikisini özetleyerek sunuyorum.
Birincisi "Bir CASA Pilotu" imzası taşıyan mesajın özeti:

"Bendeniz halen Hava Kuvvetleri'nin bir CASA filosunda aktif görev yapan bir pilotum. Basınımızda, gerek gazetelerde gerek televizyonlarda uçağımız hakkında verilen hatalı bilgileri düzeltmek ve spekülasyonlara meydan vermemek için bunları size yazma ihtiyacı duydum. Umarım bu hatalı beyanları verenler yerine biraz da kamuoyuna bizim sesimizi duyurursunuz.
Öncelikle bir pilot olarak uçağımızı övmek istiyorum. Gerçekten her hava şartında görev yapmak üzere dizayn edilmiş, buza mani sistemlerle ve radarla donatılmıştır...
Pilot, oraja değil, kötü hava şartlarına ve türbülansa girdiği zaman tırmandırılır. Bahsedilen şekilde (Malatya'da düşen CASA) oraja girildiğine inanmıyorum. Yoksa uçaktan ziyade içinde yolculuk edenler hoplayıp zıplamaktan perişan olurdu.
Hidrolik olayından bahsediliyor. Bunun arıza yapması halinde kumandaların elden çıkacağını öne sürüyorlar. Oysa ki, bizim uçağımızda kumandalar hidrolik değil, mekaniktir. Tamamen el kuvvetiyle uçurulur ve teller ile makaralar sayesinde kumanda yüzeye iletilir. Hidrolik sistemin iki tane olması yersizdir. Zira iki adet hidrolik pompa mevcuttur ve en az biri çalıştırılırsa sistemi besler. Hidrolikle beslenen sistemler yerde rule yapmayı sağlayan steering, arka rampa açma - kapama kumandası, iniş takımlarının açılıp kapanmasıdır...
CASA uçağı gerçekten GLASS COCKPİT denilen gelişmiş donanımlara sahip, içerisi Boeing ya da Airbus kokpitinden farksız sistemlere sahip gelişmiş uçaklardır...
Tek zaafı kaportası ve kumandalarıdır. Zaten uçağın neresi İspanyol, diye sormak gerekir. Her sistemi ve motoru Amerikan yapımıdır. Ağırlıklı olarak gövdesi ve dizaynı İspanyoldur. İşte ilginç olan nokta budur. Zira gövde üzerindeki parçalar standart olarak imal edilmemiştir. Uçağın gövdesindeki bir parça diğer uçağın aynı parçasına uymaz.
Bizce uçaklarımızın kafa üstü yere çakılma ihtimali çok azdır. Zira mecburi iniş yapma kabiliyeti vardır. DUMP, yani böyle bir halde yakıt boşaltma kabiliyetinin olmadığı doğrudur. Bu da infilak riskini çok artırır...
En büyük ihtimal her üç kazanın ortak yönünün aranması ve kumanda ve gövde üzerinde malzeme yorgunluğunun araştırılmasıdır. Son kazada gövdenin çok büyük parçalanmaması bunun için iyi bir şanstır. Bildiğim kadarıyla gövde ya da kaporta ile kanatların bir kısmı Kayseri'de İkmal Bakım Merkezi Fabrikası'nda üretilmeye başlandı. Ama hangi kuyruk numaralı uçaklardan itibaren ve hangi yüzde ile tam bilemiyorum. Daha önce düşen iki uçak için bu da araştırılmalı bizce.
Çünkü biz bu kazaların ana sebebinin kumandalardan kaynaklanmış olabileceği ihtimalini çok kuvvetli görüyoruz."
İkincisi ise "Türk Deniz Pilotları" imzalı mesajın özeti:

"Ben deniz havacı bir pilotum.
Deniz Kuvvetleri'nin deniz karakol uçağı ihtiyacı yıllardan beri biliniyordu ve sürüncemede bırakılıyordu. Sebepse, Hava Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan 54 nakliye uçağının bitirilmesi ve Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyacı olan deniz karakol uçaklarının TAI tarafından CN - 235'lerden yapılmasının istenmesiydi.
Bu ihtiyaç yıllardan beri vardı. Askeri yardımla Hollanda'dan bize hibe edilen S - 2E'ler, patır patır düşünce, bu uçan tabutların uçuşuna son verildi.
Aslında Deniz Kuvvetleri'nin ihtiyacı ABD ile Çin arasında geçtiğimiz günlerde sorun yaşanmasına neden olan P - 3 uçaklarıydı. Sadece o da değil, onlarca firma bu ihtiyacımıza yönelik çok güzel teklifler verdi. Ancak bırakın deniz karakol uçağı olabilmeyi, domates taşımaktan aciz bu uçağı bize uygun görerek üretimine karar verdiler. Deniz karakol uçağı olmaz, raporları Genelkurma'ya ve Deniz Kuvvetleri'ne bildirilmemiş. Kimi kandırıyorylar?"
Genel olarak CASA'lar ve özel olarak da CASA'ların deniz karakol uçağı yapılmalarına karşı olan rapor ve görüşlere pilotların da katılması, üzerinde durulması gereken bir nokta.
Yetkililerin, "bizi dinlemiyorlar" diyen ve kamuoyuna ulaşmaya çalışan pilotları dinlemelerinde büyük fayda var.