Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Or - An'daki evinde ziyaret ettiğimiz Rahşan Ecevit sıkıntılı görünüyor.
Seçimin ortaya koyduğu tablo, Rahşan Hanım'ın, DSP'nin kazandığı zaferi hakkıyla duyumsamasına engel olmuş gibi...
DSP ile MHP'nin hükümet ortaklığından ciddi kuşkular duyuyor.
DSP Genel Başkan Yardımcısı Rahşan Ecevit duygu ve düşüncelerini şöyle açıyor:
"18 Nisan milletvekili seçimleri DSP ile MHP'nin hükümet ortaklığı kurmalarını Türkiye'nin gündemine getirdi.
Bu ortaklık zorunlu olabilir. Ama benim içimde de ve inanıyorum ki daha birçok kimsenin içinde de ciddi kuşkular var. Bu kuşkuları giderebilmenin başta gelen koşulu kuşkuları açığa vurmaktır. Ben de bunu yapmayı bir görev sayıyorum."
Rahşan Hanım, kuşkularını açığa vurmaya "Türk milleti" ve "milliyetçilik" anlayışından başlıyor:
"Bugün Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk milletini oluşturan insanlar, yalnız Orta Asya'dan gelip Anadolu'ya yerleşmiş atalarımızın değil, aynı zamanda yüzyıllar öncesinden beri değişik ülke veya kökenlerden gelmiş ve yüzyıllar boyunca bu topraklarda kaynaşmış insanların torunlarıdır.
Nitekim Atatürk de, çocuklar için hazırladığı Yurtbilgisi notlarının başında 'Türk milleti'ni, kendi el yazısı ile, hiçbir ırk, din, mezhep ayırımı gözetmeksizin, 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye halkına Türk milleti denir' diye tanımlamıştır.
Ama baktık ki, bir gün, 'Bizler Asena adlı bir dişi kurtla bir Türk'ten üreyen Türkleriz; o nedenle son Türk devletini korumak bize düşer' diyen kimseler ortaya çıktı. Bu iddiaya dayanan derneklerini partilerini kurdular."
Rahşan Hanım, 12 Eylül öncesini anımsatacak biçimde devam ediyor:
"Çocukları, gençleri örgütlediler, baskı altına aldılar, hatta silahlandırdılar. 'Ya bizden olacaksın ya canından' dediler. Yıllarca sayısız can yaktılar, canlar aldılar. Bunların acısını unutmak kolay mı?"
Bayan Ecevit, bu anlayışla siyaset yapılamayacağını vurguluyor:
"Normal olarak bir siyasi parti, sosyal ve ekonomik açıdan topluma ferahlık getirmek amacıyla kurulur, çalışmaları ve görüş ayrılıklarını buna dayandırır. Ama 'Biz Asena adlı kurttan üredik, Orta Asya'dan buralara geldik, bu ülkede egemenlik bizim hakkımızdır' iddiasıyla, üstelik de kaba kuvvetle siyaset yapmaya kalkışanlar, ne demokratik anlamda 'parti' sayılabilir ne de milli birliği güçlendirebilirler. Hele bir de buna din istismarını katarlarsa, milli birliği, toplum huzurunu, laikliği ve demokrasiyi büsbütün zedelerler."
Rahşan Hanım eleştirisini sürdüyor:
"Üstelik, kaba kuvveti yalnız siyasal örgütlenme için deği, maddi çıkar için kullananlara da kucak açtılar. Mafyalarla, çetelerle kaynaştılar."
Rahşan Ecevit, "MHP değişti - değişmedi" tartışmalarıyla ilgili olarak da şöyle konuşuyor:
"MHP'li bir hükümet ihtimali gündeme geldiğinden beri, gerçi, bazı iyimser çevreler, bu partinin artık değiştiğini öne sürüyorlar.
Böyle düşünenlere mi, yoksa bu partinin 'hayır değişmedik' diyen liderlerine mi inanalım, bilemiyorum.
Umarım ki ve temenni ederim ki, 'biz değişmedik' diyen yetkililere rağmen değişmiş olsunlar!
Yine umarım ki ve temenni ederim ki hayırlı bir hükümet ortaklığı kurulabilsin."
* * *
EVET...
Böyle diyor Rahşan Ecevit...
Bu duygu ve düşüncelerini Bülent Ecevit'le paylaşıp paşlaşmadığını soruyoruz.
"Elbette" diye yanıtlıyor.
Anlaşılıyor ki, Rahşan Hanım, MHP'li hükümet modelini içine sinderememiş durumda.
DSP - MHP eksenli hükümet modelinin zorunluluğu karşısında, kuşkularını dışa vurma gereksinimi duyuyor.
Duygu ve düşünceleri kuşkudan da öte anlamlar taşıyor.



Yazara E-Posta: fbila@milliyet.com.tr