SADDAM Hüseyin ülkesini bombalar altında ezdirip Miloşeviç gibi yargılanacağına, bir Arap ülkesine sürgüne gitmeyi kabul eder mi?
Bu konuda Ankara’ya ulaşan bilgiler var mı?
Başbakan Gül’ün Başdanışmanı Prof. Ahmet Davutoğlu "Saddam’ın sürgüne gidip gitmeyeceği konusunda Ankara’ya gelmiş özel bir bilgi yok" diyerek şunları söylüyor:
- Son günlerde Bağdat’ın Arap başkentleriyle ilişkileri birdenbire arttı. Saddam en güvendiği iki adamını Kahire ve Şam’a gönderdi. Sürgün veya benzeri bir çözüm konusunda karşılıklı nabız yoklanıyor olabilir.
Davutoğlu, Arap başkentlerinin Saddam’ı sürgüne ikna etmesinin "sürpriz olmayacağını, ama düşük bir ihtimal olduğunu" belirtiyor.
Düşük ihtimal, çünkü:
-Saddam’ın kişiliğinde kahramanlık duygusu çok ağırlıklı bir role sahip...
***
SADDAM’LA benzer kişiliğe sahip olan Kaddafi de, "Saddam kahramanca çarpışarak ülkesi için şehit olmayı tercih eder" diyor.
Saddam nasıl bir kişi?
Adel Darwish ve Gregory Aleksander, Saddam’ın resmi biyografilerinde, onun "devlet adamlığı"nın değil, "kahramanlık, mücadelecilik, silah tutkusu" gibi özelliklerinin övüldüğüne dikkat çekiyor.
Mesela, Saddam çağımızda bir Saad İbni Ebi Vakkas’tır; yani Hz. Ömer’in İran’ı fetheden komutanı!.. Saddam bütün silahları maharetle kullanan bir silahşördür!.. Eşi Sacide’nin en büyük zevki, ona silah kuşandırmaktır vs... (Unholy Babilon, sf. 199 vd.)
Bunlar hem şiddet kültürünün, hem müthiş bir "kendine hayranlığın" işaretleri... Psikolog Erich Fromm’un Hitler ve Stalin’de teşhis ettiği "çürüme derecesinde narsisizm": Eleştiriye bile tahammül edemeyen bu tipler, ‘küçük düşmektense’ intiharı tercih ederler.
***
SADDAM’IN kendine hayran (narsisist) kişiliğiyle, tarihe Hitler gibi bir felaket simgesi olarak geçeceğini düşünmez mi?
Davutoğlu’nun cevabı:
- Yoksa kendini kahraman gibi mi görür? Bu Saddam’ın algılama tarzına bağlı... Ama Bağdat’tan son bir iki günde durumun ciddiyetini daha iyi algıladığını düşündüren işaretler geliyor...
Evet, Irak’ta BM adına denetim yapan Muhammed el Baradey ve Hans Bliks, "daha fazla işbirliği için Bağdat’la anlaştıklarını" açıkladı!
27 Ocak’ta verilecek rapor öncesinde çok ciddi bir olumlu işarettir bu.
Başbakan Gül de Saddam’a gönderdiği mesajda özellikle "silah denetçileriyle daha fazla işbirliği yapmasını" istemişti. Arap başkentleri de aynı şeyi istiyor.
Davutoğlu "Saddam bazen sürprizler yapar" diyor. Mesela Bush’un baskısıyla silah denetçilerini yeniden kabule mecbur kaldığında, bunu "ABD’ye boyun eğdiği için değil, dost ülkelerin hatırını saydığı için" yaptığını ilan etmişti.
Acaba şimdi de artan savaş baskısı ve "dost ülkeler"in hatırı için şöyle bir süreç mi gelişiyor: Saddam ‘onurlu bir sürgün’ü veya benzer bir formülü kabul edecek, Amerika da vurmayacak!
Evet, barış umudu birkaç gün öncesine göre birazcık güçlenmiş gözüküyor.