Bir yandan cezaevi operasyonları, bir yandan af yasası kamuoyunun dikkatlerini cezaevlerine ve ceza sistemimize çevirmiş durumda.
Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk, selefleri gibi cezaevlerinin ağzına kadar dolu olmasından şikayetçi. Devletin 1991 yılından bu yana cezaevlerinde hakim durumda olmadığını, çoğu koğuşlara giremediğini de her fırsatta söylüyor. Görüntüler bu gerçeği bir kez daha gözler önüne serdi.
Türkiye'de suç ve suçlu konusunda bir anormallik mi var?
Hayır. Adalet Bakanlığı yetkililerinin verdiği bilgiye göre Türkiye'de tutuklu ve hükümlü sayısı diğer ülkelerle aynı oranda. Bakanlık bilgilerine göre dünyadaki ölçü, ülke nüfusunun binde biri kadar tutuklu ve hükümlü bulunmasını normal sayıyor. Türkiye'deki yaklaşık 60 - 65 bin tutuklu ve hükümlü sayısı, nüfusun binde birine tekabül ediyor ki, bu da normal sayılıyor.
Ancak normal sayılmayan, cezaevlerinin çete, mafya, örgüt kontrolünde olması ve siyasi tutuklu ve hükümlü sayısının fazlalığı.
Peki bu nereden kaynaklanıyor?
Ölüm oruçlarını sona erdirmek için Bayrampaşa Cezaevi'ndeki görüşmelere katılan TBMM İnsan Hakları Komisyonu üyesi Fazilet Partisi milletvekili Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu'nun üzerinde durulması gereken bir saptaması var. Bekaroğlu'nun saptaması şöyle:
"Cezaevinde yaptığımız görüşmelerde bir gerçek ortaya çıktı. Örgüt yöneticileri dışında yüzlerce genç Türk Ceza Yasası'nın 168. maddesinin 2. fıkrasından mahkum olmuşlar. 168. maddenin birinci fıkrası yasa dışı örgüt ve çete yöneticilerini 15 yıldan aşağı olmamak üzere ağır hapse mahkum ediyor. İkinci fıkrası ise, 'cemiyet ve çetenin sair efradı' için on yıldan on beş yıla kadar hapis öngörüyor. İşte cezaevleri bu maddeden tutuklanmış veya hüküm giymiş üniversite öğrencileri ile dolu. Bir mitinge katılan, bir pankart asan, bir konferansta konuşan gençler de, Manisalı gençler örneğinde olduğu gibi bu maddeden hüküm giyip mahkum oluyorlar. Böyle olunca da en az 9.5 yıl cezaevinde yatırıyorlar. İnsan öldürmemiş, silahlı eylem yapmamış yüzlerce gencin bu maddeden tutuklanıp mahkum edilmesi cezaevlerinde siyasi hükümlü sayısını mantar gibi artırıyor ve birçok olay için kaynak oluşturuyor."
Bekaroğlu, "sair efrad" kavramının Ceza Yasası'nda açıklığa kavuşturulmasını ve yasa dışı örgüt yöneticisiyle aynı şekilde cezalandırılmasının önlenmesini istiyor.
Bekaroğlu'nun verdiği örnek gibi Türk Ceza Yasası'nda birçok hüküm var. Sadece siyasi suçlarla ilgili olarak değil, adi suçlar için de bu tür dengesizlikler geçerli. Af düşüncesine kaynaklık eden mahkumiyetler de bu tür suç ve ceza dengesizliğinden kaynaklanmıştı.
Türkiye'nin bu sorunu çözmesi için zaman yitirmeden bir ceza reformuna yönelmesi toplumun üzerinde uzlaştığı bir zorunluluk haline geldi. Cezaevleri sorununu çözecek en önemli adım Türk Ceza Yasası'nın çağdaş değerlerle bir reforma tabi tutulması olacaktır.
Özay Şendir
Netanyahu için sonun başlangıcı…
18 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Eğitim vezir de eder rezil de!..
18 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Toparlanmanın devamı gelir mi?
18 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Hande Subaşı: Modellikten geliyorum, ama modayı hiç takip etmiyorum
18 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Yunanistan’ı anlamama sendromu
18 Mayıs 2025