Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Hükümet, ABDnin talepleri konusunda izleyeceği yolun sinyalini verdi: sağlamaya dönük kararları, bu politikaya göre takvime bağlamayı düşünüyor. ABDnin isteklerini bir defada karşılamak yerine, dilim dilim karşılayarak salam politikası izlemenin kamuoyu ve AKP tabanı açısından daha az tepkiye neden olacağı değerlendirmesi hükümette hakim.ABD hükümetin bayramdan önce Meclisten karar çıkarması için baskı yaparken, hükümetin kararları bölerek bu baskıyı hafifletmeyi düşündüğü gelen haberler arasında. Yurtdışına asker gönderme ve yabancı asker bulundurma kararının bayramdan önce alınmasının AKP tabanında sert tepkiye neden olacağı düşüncesiyle, kararın bayramdan sonraya bırakılması eğilimi ağır basıyor. Buna karşılık, havaalanları ve limanlarda inşaat yapılabilmesi ve inşaatlar için yabancı personel bulundurulması konusunda ise bayramdan önce karar alınabileceği kaydediliyor. Salam politikasının ilk dilimi olarak böyle bir kararın çıkarılması hem asker kararı için bir karine niteliği taşıyacak hem de ABD baskısını hafifletecek, değerlendirmesi yapılıyor.Hükümetin Meclisten karar çıkarmada acele etmeyişinin nedenlerinden biri olarak da "mahcup olma kaygısı" olduğu belirtiliyor. Başbakan Gülün, "Henüz ABD savaş kararını açıklamadan, silah denetçilerinin ikinci raporu, BM süreci tamamlanmadan Türkiyenin karar alması doğru olmaz. Barışçı bir çözüm bulunur ve savaş olmazsa sonra mahcup oluruz" yaklaşımını, değişik ortamlarda dile getirdiği kaydediliyor. Bu yaklaşımdan hareketle, Başbakan Gülün, Meclise başvurmadan önce, 5 Şubatta ABDnin sunacağı yeni kanıtlar ile 14 Şubatta silah denetçilerinin ikinci raporunu görmek istediği kaydediliyor.Karar takvimi konusunda değerlendirme yapan askeri uzmanlar ise TBMMnin en geç 15-20 Şubat tarihlerinde karar alması gerektiğini savunuyor. Askeri uzmanların değerlendirmelerinde de üç tarih dikkati çekiyor. Birincisi, ABDnin Irakla ilgili olarak BMye yeni kanıtlar sunacakları 5 Şubat, silah denetçilerinin ikinci raporu açıklayacakları 14 Şubat ile ABD Başkanı Bushun, savaşla ilgili kararı açıklamasının beklendiği 15 Şubat tarihleri. Askeri uzmanlar, TBMMnin 15 Şubatla birlikte karar sürecini başlatması ve en geç 20 Şubata kadar Anayasanın öngördüğü kararı alması gerektiğine işaret ediyor. Meclis kararının alınmamış olması askeri hazırlıkları etkiliyor mu? Askeri uzmanların bu soruya verdikleri yanıt, "Şu aşamada etkilemiyor" biçiminde. TSKnın iç hazırlık yaptığı, bunun için de Meclis kararına gerek olmadığı belirtiliyor. Ancak, sınır ötesi harekat ve yabancı asker bulundurma aşamasında Meclis kararının gerekli olduğu vurgulanıyor. Bu aşamada yapılan askeri nakillerin takviye niteliği taşıdığı, henüz yığınak aşamasına gelinmediğine işaret ediyorlar. Ancak, bu intikallerin maliyeti konusunda çalışma yapıldığı, ödeneklerin bu maliyetlerle karşılaştırılacağı da gelen haberler arasında. Operasyon halinde askeri harcamalar için ek bütçeye gerek olup olmadığı bu çalışmalar sonucunda ortaya çıkacak. Bunun için de hükümet ve Meclis kararı gerekebileceği söyleniyor. MGKdan sonra takvim konusunda ortaya çıkan eğilim ve değerlendirmeler böyle... fbila@milliyet.com.tr Hükümetin, asker gönderme ve bulundurma konusunda Meclise başvurmaya isteksiz olduğu biliniyor. Bu isteksizliğin temel nedenlerinden birini AKP hükümetinin, Meclis grubundan ve tabanından çekinmesi oluşturuyor. Gül hükümeti ve AKP yönetimi, ABDnin yanında, Irakın karşısında "teslimiyetçi" bir görüntü vermemek için Meclise başvurmadan bir formül üretmeye çalışıyor. Ancak, Anayasa buna engel. Savaşın kaçınılmaz olması halinde Anayasanın 92. maddesi uyarınca Meclis kararı alınması bir zorunluluk. ABDnin bir an önce karar alınması için bastırması, ekonomi alanında aba altında sopa göstermeye başlaması, Türk Silahlı Kuvvetlerinin hazırlıklarını tamamlaması ve karar verildiğinde geç kalmış olmaması için de Meclis kararlarına gereksinim var.