DEHAP'ın sahtecilik yaparak 3 Kasım seçimlerine katıldığına ilişkin mahkeme kararı Yargıtay'ca onanınca, gözler Yüksek Seçim Kurulu'na çevrildi.
Bazı vatandaşlarımız ve İşçi Partisi, 3 Kasım seçimlerinin yenilenmesini, DYP ise DEHAP'ın oylarının iptal edilerek, milletvekili dağılımının yeniden yapılmasını talep etti.
Seçimlerin üzerinden yaklaşık bir yıl geçtikten sonra, Türkiye, seçim iptal edilir mi, edilmez mi, diye tartışıyor.
Bu tartışma, Türkiye'nin hukuk devleti kalitesinin de bir göstergesi, tabii...
Bir yıl sonra seçimin iptalini tartışma konusu yapabilen bir hukuk anlayışımız ve uygulamamız var ki, düşman başına.
Şimdi kusurlu arıyoruz...
YSK mı, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı mı, DEHAP mı?
Kim kusurlu?
Yargıtay'ın kararına göre DEHAP yöneticileri kusurlu. Yerel yöneticileri mülki amirlere parti örgütlenmesiyle ilgili bildirimde bulunmamışlar. Yargıtay'a liste göndermekle yetinmişler.
Peki Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ne yapmış?
Bu bildirimleri esas alarak YSK'ya seçime girebilecek partiler arasında DEHAP'ı da bildirmiş. YSK, Başsavcılığı bu bildirimini esas alarak seçim işlemlerini başlatmış.
Sonra?
Sonra Yargıtay Başsavcılığı DEHAP'ın yasanın aradığı 41 ilde örgütlenme koşulunu yerine getirmediğini, evrakta sahtecilik yaptığını YSK'ya bildirerek, seçimlere katılmasının önlenmesini istemiş.
YSK buna ne demiş?
Oy pusulaları basıldı, seçim takvimi ve işlemleri kesinleşti, kaldı ki, delilleriniz de yeterli değil, diyerek DEHAP'ı seçime sokmuş.
Başsavcılık da suç duyurusunda bulunmuş ve DEHAP hakkında dava açılmış. Bu dava sonucunda da DEHAP yöneticileri suçlu bulunmuş ve hüküm Yargıtay'ca onanmış.
Bu arada seçimler yapılmış, TBMM oluşmuş, hükümetler kurulmuş, yasalar çıkarılmış, Bakanlar Kurulu kararları uygulanmış...
Şimdi seçim iptal edilir mi?
Seçimler yenilenir mi yoksa sadece oylar yeniden dağıtılıp DYP, Meclis'e girer mi?
YSK buna karar verecek...
İşin hukuki yönünü YSK karara bağlayacak.
Bu gariplik nasıl çözülecek birlikte göreceğiz...
İşin siyasi yönüne gelince...
DEHAP'a verilen 1 milyon 940 bin oy gerçektir. DEHAP'a oy veren seçmenin iradesinde bir sakatlık yoktur. Tercih ettikleri partiye usulüne uygun oy kullanmışlardır. DEHAP 81 ilin 81'inde de usule uygun örgütlenmiş olsaydı, bundan daha az değil ihtimalen daha fazla oy alacaktı.
Şimdi bu oyları yok sayıp veya dolaylı biçimde DYP hanesine artı olarak kaydedip bu partiyi Meclis'e sokmak uygun sayılacak mıdır?
DYP, haydi seçime gidelim, seçimi yenileyelim diyemediğine göre, DEHAP'ı yok saydırıp, onun üzerinden Meclis'e girme gayreti içinde görünüyor. Bu siyasi gerçeğe uymuyor. Halkın tercihlerine de...
DEHAP Meclis'e girmesin diye ülke barajını yüzde 10 düzeyinde tutan diğer partiler olduğuna göre bu sonuca katlanmaları gerekir.
Yapılması gereken üzerinden bir yıl geçtikten sonra değil, seçimler yapılmadan önce görevli ve yetkili hukuk kurumlarının sağlıklı seçim koşullarını hazırlamaları olmalıydı...
Barajın altında kalan ve Meclis'e giremeyen partilerin yapması gereken de siyasi mücadelede başarılı olmaktı, Meclis'e yargı kararıyla değil, halkın oylarıyla girmekti... AKP, "Haydi seçime gidelim" diyor...
Muhalefet partileri bunu diyebiliyor mu?
Diyemiyorlar.
Seçime gitmeyelim, Meclis'e girelim diyorlar.
Asıl gariplik de bu.
Özay Şendir
Ayıplı bir tartışma, 'işine yarayacak'
14 Mayıs 2025
Didem Özel Tümer
Türk şirketlere BAE’de finansa erişim kolaylığı
14 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
En son imparator!
14 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
EOKA’nın köyünde ölümle burun buruna! Neşe Karaböcek’ten Kıbrıs anıları…
14 Mayıs 2025
Dilara Koçak
Yaz gelmeden detoks değil, denge zamanı
14 Mayıs 2025