Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Fikret BİLA

BAŞBAKAN Mesut Yılmaz, öndeki koltukta oturan Devlet Bakanı Cavit Kavak'a sesleniyor:
- Cavit... Cavit... Cavit Bey...
Cavit Bey'den yanıt yok.
Başbakan gülerek sesini yükseltiyor:
- Cavit, nasılsın?
Cavit Bey, cılız bir yanıt veriyor:
- Allah'a emanet. Allah'a emanetim, her zaman olduğu gibi...
Eyüp Aşık söze giriyor:
- Bakın gördünüz işte. Helikopterden inince yeri öpen kimmiş? Ben desem, inanmazdınız. Kendiniz de gördünüz. Cavit, titriyor.
Diyarbakır'dan İstanbul'a kadar sık sık sallanan ATA uçağında herkes neşeli. Başbakan Yılmaz, Diyarbakır'da gördüğü ilginin memnuniyetiyle ATA'nın her sarsılışında Cavit Kavak'a takılıyor. Cavit Bey'in duyacağı şekilde "endişe"sini dile getiriyor:
- Ne oluyoruz? Niye bu kadar sarsılıyor bu uçak? Cavit ne oluyor?
Bir eliyle başını tutup, diğer eliyle mendilini sıkarak stres atan Cavit Bey, hava düzelip, ATA sallantıdan kurtulunca Başbakan'ın şakalarına karşılık veriyor:
- Ben korkmam. Siz de korkmayın. Geride kaldı. Geçti. Ben ne gece korkarım, ne gündüz...
Bu neşeli atmosfer içinde Başbakan Yılmaz, indirdiği baraj kapaklarının, attığı temellerin devamını getiriyor. En az "üç yıl" gerektirdiğini vurguluyarak, otoyollardan doğal gaz boru hatlarına, havalimanlarından yeni üniversitelere kadar detaylarını haber sayfalarımızda okuyacağınız, "sıkı" bir ekonomik program açıklıyor.
Ardından dış politika gündemine geçiyor:
- 3 Kasım'da Girit zirvesi var. Sonra İspanya'ya gideceğim. 19 Aralık'ta da Clinton'la görüşmemiz var. İki gün de New York programı...
Başbakan Yılmaz'a tatbikat kriziyle gerginleşen Türk - Yunan ilişkilerini anımsatarak, "Girit zirvesi"ni soruyoruz.
- Girit'ten ne bekliyorsunuz?
- Bilemiyorum, ama Simitis'ten mesaj var.
- Nasıl bir mesaj?
- Benimle başbaşa görüşmek istediğini bildirdi.
- Mesaj size nasıl ulaştı?
- İşadamlarımız görüşmüşler. Rahmi Koç'la Şarık Tara, Simitis'le görüşmüş. Çok ilgi göstermiş. Çok sıcak karşılamış ve benimle görüşmek istediğini iletmiş.
Diyarbakır'a giderken, tatbikat kriziyle ilgili olarak, "Yunanistan, AB'ye girmek isteyişimizi kullanarak Ege ve Kıbrıs'ta taviz koparmak için suni gerginlikler yaratıyor" diyen Başbakan Yılmaz, Girit zirvesinin yapılacağı 3 Kasım günü, Türkiye ile KKTC'nin ortaklaşa gerçekleştireceği, "Toros Tatbikatı"nın da başlayacağını anımsatıyor.
"Tatbikat'ın tarihi daha önce belli miydi, yoksa, sonradan mı belirlendi?" biçimindeki sorumuzu ise, "Bir ay önce ilan edilmişti galiba" diyerek yanıtlayıp, gülümsemekle yetiniyor.
Toros Tatbikatı'yla aynı gün yapılacak olmasının yanı sıra, Girit zirvesinin iç politikayı ilgilendiren bir yönünü de öğreniyoruz. Başbakan Yılmaz, Girit'e DTP lideri Hüsamettin Cindoruk'u da götürüyor. Başbakan'ın davetine pek istekli yaklaşmayan Hüsamettin Bey'i, Devlet Bakanı Rıfat Serdaroğlu ikna ediyor.
Başbakan Yılmaz, Cindoruk kadar CHP lideri Baykal'la da ilgili. Koalisyonun uyumundan "mükemmel" diye söz eden Yılmaz, Baykal'ın desteğinden de memnun:
- Sayın Baykal ve CHP'den bir şikayetimiz yok.
- CHP'yi hükümete katılmaya davet etmek gibi bir düşünceniz var mı?
Yılmaz, bu soruya "evet" veya "hayır" diye yanıt vermeyip kapıyı açık tutuyor:
- Şartlar ne gösterir bilemiyorum.
ATA uçağı İstanbul'a yaklaşırken, konu Maliye ve Hazine'de başlatılan geniş çaplı denetimlere geliyor.
Bu denetimlerin, bir zamanlar Hazine'yi yönetmiş, Çiller'lere çok yakın çalışmış Ufuk Söylemez kastedilerek, DTP'yi rahatsız edip etmeyeceği sorusuna Başbakan, DTP'li Serdaroğlu'na bakarak şu yanıtı veriyor:
- Ortağımız bu konuda kararlı. Rahatsız edeceğini sanmıyorum.
Serdaroğlu da Başbakan'ı onaylıyor:
- Hiç rahatsız olmayız. Gereken denetim yapılmalı ve kim sorumluysa ortaya çıkmalıdır.
Yılmaz, Güneydoğu seferinden memnun, dış politika atağına hazırlanıyor.



Yazara Email F.Bila@milliyet.com.tr