Fikret Bila

Fikret Bila

fbila@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Numaratör çalışıyor. 2002 düştü, 2003 yazacak şimdi.
"Zaman ne kadar da çabuk geçiyor" demeyeniniz yoktur, herhalde...
Zamandan çoğunlukla böyle yakınırız.
Geçtiğinin farkına vardığımız anlarda.
Gerçi o, farkına varsanız da, varmasanız da hep aynı hızla geçip gider.
Sürtünmesiz ortama itilmiş cisim gibi aldığı ilk hızla hep ileriye akar. Hiç geri döndüğü görülmemiştir.
Sizin zamana sürtünmeniz onun hızını kesmez. Sizin hızınızı keser. O yaşlanmaz siz yaşlanırsınız. Sizin gücünüz azalır. Sonuçta siz zararlı çıkarsınız. Sizin ömrünüz biter, onunki bitmez. Siz kaybedersiniz o kaybetmez.
İnsan zamanın hızını ayarlamak ister. Bazen hızlı, bazen yavaş olsun ister. Ama o dinlemez...
Gerçekte istenen hissedilendir. Onun da zamandan çok mekanla ilgisi vardır. Bulunduğunuz ortam, koşullarınız size ne hissettiriyorsa, zamana öyle bakarsınız. Çok kötü koşullardaysanız, "hadi geç, çabuk geç" dersiniz, iyi, çok iyi hissediyorsanız, "dur, hiç olmazsa yavaşla" diye dilersiniz. Her iki dilek, kabul görmez de siz görmüş sanırsınız.
Yapılması gereken zamanın farkında olmaktır. İyi hissettiğiniz ortamı, koşulları, sürekli kılmaya, mutlu anlarınızı çoğaltmaya, kötü hissettiğiniz her şeyden kurtulmaya çalışmaktır.
Başta sağlık bilimleri olmak üzere pozitif bilimlerin yaşamı kolaylaştıran, daha sağlıklı kılan teknoloji harikalarının işlevi de bundan başka bir şey olmamalıdır aslında. İnsanların iyi hissetmelerini mümkün olduğunca sürekli kılabilmek...
Pozitif bilimler bunu olanaklı kılıyor ama, sosyal bilimler tersine kullanılmasında sakınca görmüyor. Siyaset, insan yaşamını iyileştirecek her teknolojiyi silaha dönüştürebiliyor. İnsan ömrünü uzatacak her buluşu, kısaltacak bir savaş aracına dönüştürebiliyor.
2003’e yine yanı başımızda savaş rüzgarlarıyla giriyoruz. Bağdat sokaklarında kameralara saf saf bakıp tebessüm eden seyyar satıcı çocuklar yansıyor ekranlara. Babasının yanında, tekerlekli tezgahları iten, gülen çocuklar. Yeni yılın ilk günleri kaçı için zamanı durduracak bilinmez. Ne onlar bunun farkında, ne Pentagon’un umurunda.
Zaman ise hiç tınmıyor.
Siz zamanın farkında olun, o sizi fark etmese de...
Olaylara bu farkla bakın.
Bakın ki, düşünceleriniz değişebilsin...